Yeşil – Mavili takım istekli ve atak başladığı maçta kaptanı Kweuke’nin attığı golle Karabükspor karşısında kazanmasını bildi ve kritik bir galibiyet alarak az da olsa derin bir nefes aldı. Süper Lig tarihinde bir türlü şansı tutmadığı Karabük karşısında Rizespor maç genelinde savunma ve on liberoları Saadane ve Petrucci’nin olağanüstü oyunu ile sonuca gitti. Bu sezon Karabük takımı bize ‘transfer politikası nasıl olur’ dersi veriyor.

Şöyle kadroya bakın, hocası ve yüzde 70 futbolcusu Balkan coğrafyasından, bunun yanında bu ligi bilen yerli ve Afrikalılar ile kadroyu nasıl da kalburüstü yaptıkları ortaya çıkıyor. Biz ise hala geçmişin yanlış transferlerinin çamurlarını temizlemekle meşgulüz. O çamuru atanlar, nemalananlar şimdileri ise Rizespor’un transferine çeşitli yoldan engel olanlar aynı kişiler.

Bunların hepsini tarih yazacak, zamanı geldiğinde bu kalem o isimleri tek tek ifşa edecek, kimse merak etmesin. Evet, ara transferde para bir yere kadar. En son Las Palmaslı futbolcu örneğinde olduğu gibi. Adam arıyor Türk temsilcisini referans alıyor, bakıyoruz içerdeki İrlandalı “Aman gitme, hoca şöyle, yönetim böyle, Rize zor, taraftarı yok” gibi bir sürü olumsuz, karalayıcı cümleler...

Sezon başında da birçok VIP transfer de böyle oldu. Amaç, Rizespor güçlenmesin. Amaç, Metin Başkanın eli saha içinde zayıflasın. Amaç, Rizespor kötü gitsin, küme düşsün. Küme düşsün ki, yeni yönetim, yeni hoca ile yeniden kolları sıvazlayalım eskiden olduğu gibi “indiregandi” yapmaya devam edelim. Bu kulüp de Kadir Çakır dönemine yeniden geri dönsün!

İcra dosyalarının sayısı yeniden katlansın! Ben buradan yıllarca kimsenin avukatlığını yapmadım. Benim üst kimliğim Rizespor’dur. Doğru neyse babam mezardan çıksa onu yazdım size, yazmaya da devam edeceğim. Evet, bu yönetimi, bu hocayı en fazla eleştiren kişi benim, yanlış gördüğümde eleştiri haktır, eleştiriye devam ederim.

Ama, gelinen noktada bu geminin sezon sonunda sağ salim limana yanaşması gerekiyor. Başka Rizespor’umuz yok. Ben bunun uğraşındayım. Maça dönecek olursam... İlk devre konuk takım ortaya koyduğu futbol ile yolunmuş tavuktan farksızdı. İlk 45’te fişi erkenden çekmek gerekirdi. İkinci devre Karabük takımı Robin Yalçın desteği! Altında 12 kişi mücadele etti. Savunmamız sağlam durdu, ortada bir kreatif beynimiz olsa kontra toplarla farka giderdik, bir kez daha olmadı. Berabere de kalırdık, mağlup da olurduk. Zaten bu sezon hep böyle oluyor.

Oyna, oyna, koş, koş nereye kadar? Bizim takıma fişi çekecek kaliteli adam şart diye diye dilimize tüy bitti. Almıyorsa Sayın Başkan vardır bir bildiği diyeceğim ama acı gerçek şu ki; “Bu takım bundan fazlasını yapamaz, yapamadın mı da bağıra bağıra gidersin.” Transferde son 48 saat. Bu saatten sonra gelecek oyuncu Rizespor’un kaderini belirler.

Önce Hikmet hocanın, sonra Metin Başkan’ın! Ayrıca Metin başkan bu maça niye gelmedi? Hava şartları nedeniyle mi? Yoksa teknik kadroyla yüz göz olmamak için mi? Neticede her şey bir selaya bakar! Cenazenin kalabalık olup olmayacağı o günkü hava durumuna ve arkanda bırakacağın esere bağlı!