Sevgili Trabzonsporlular, yiğidi öldürüp hakkını vermek lazım. Başkan Usta’yı haftalardır eleştirdik. Ama doğru yapılan işe de yok diyemeyiz. Bero’nun attığı gol Trabzonspor’a galibiyeti ve morali geri getirdi. Camia içinde Trabzonspor başarısız olsun diye restoran köşelerinde kulis yapan arkadaşlar mutsuz oldu. Maça geri dönersek; Trabzonspor’un hedefi olmadığı için bu yıl takım çok kırılgan bir yapı sergiledi.

Ersun hocanın öğrencileri maç kazanma alışkanlığı geri kazanmalı çünkü bu yıl takımın istikrarı olmadı. Slovak golcü Bero daha iyi olacaktır, zaten kendi milli takımında sürekli oynatılan bir oyuncu ancak yabancı oyuncuların Trabzon’a adapte olması zaman alıyor. Yusuf Erdoğan her zaman ki gibi takımın gençlik ateşi, fuleli koşular yapıyor, keşke onun gibi 2-3 genç oyuncu daha yetiştirebilsek.

Ersun Hoca belli bir güven bunalımı yaşadı, gazete manşetleri de gel-gitler yaşatmıştır mutlaka. Bu sene ilk geldiğinde herkes memnun oldu. Fakat Ersun Hoca, oyuna müdahale de geç kalıyor. Takım her maçın ikinci yarısı oyundan erken düşüyor. Bunun da sebebi Ersun hocanın oyuna seyirci kalması. Velhasıl Kayseri’de hakem ilk defa yüzümüze güldü ve Bordo-Mavililerden yana karar kullandı.

Takım yeşil sahada ter dökerken, bir yandan da kongre planları başladı. Kurullar da her kongre dönemi taze kanla yenilenmeli. Gençlere ve yeni insanlara kulüp açılmalı. Trabzonspor sadece şehre değil dünyaca tanınmış bir kulüptür. Daha ilginci Trabzonspor’un hem kurullarında hem de yönetiminde birçok arkadaş futbol dahi oynamamış. Lisanslı spor yapmamış, amatör bir spor kulübünde görev dahi yapmamış.

Dünya değişiyor, Trabzonspor’u halen daha Ziya Bey tesislerindeki şehir kulübü sanan arkadaşlar bu düşünceden çıkmalı ama Trabzon’un değerlerine de sahip çıkmalıyız. Avni Aker’i yık, Yavuz Selim’i yık. Eski Trabzon’dan geriye ne kaldı? Her hafta Akyazı’yı tekrar açıp tekrar kapayan bir mantıkla İstanbul’u geçemeyiz. Trabzonspor dünya kulübüdür ona göre yönetilmeli. Doktorlardan tek talebimiz kulübün eski güzel günlerine geri dönmesidir.