Tamam! Kalede hatalı goller yiyen Onur yok. Alvarodo var. Defansın önünde yalnız bırakıldığı son haftaların kötüsü Mbia ile yanındaki Mehmet Ekici hiç yok. Kim var? Geçen sezonun iyilerinden Medjani ile Milli takıma kadar yükselen genç yetenek Okay var. Ama değişen pek bir şey yok. Konyaspor Ali Çamdalı ve Meha ile bu alanda daha etkin olunca dolayısıyla üstünlük de rakipte. Belki de Trabzonspor'da asıl sıkıntı kenardaki iki adamda. Kimler mi? Erkan ile Yusuf. Bu iki ayak, hem orta alandan müdafaa yapacak hem de hücuma top taşıyacak oyun kurgusu üzerine görevlendirilmişler. Ama her iki görevi de hakkıyla yerine getirdiler mi? Hayır.

Bu görüntü istisnalar sayılmaz ise maçın sonuna kadar da böyle oldu. Gelelim 48'inci dakikaya... Cavanda'nın yanlış ve eksik müdahalesi ile kaptırılan top ceza sahası dışında Mustafa'nın müdahalesi ile başlayan hareketin içeriye sarkması sonucu, yuvarlanan Rangelov'a Süleyman Abay'ın penaltı çalması tartışılabilir. Ama görüntü hakem cesareti ile verilebilecek penaltıyı andırıyordu. Meha da Alvarado'ya bu penaltı ile 51. dakikada Avni Aker'de ilk golü yemenin acısını tattırdı. Ve de yenen ilk golden sonrası...

Yani bordo-mavililerin topu biraz daha futbola benzer oynamaya başladıkları bölüm. Gol Trabzonsporlu oyuncuları gol adeta kamçıladı. Uyuşuklukları üzerlerinden gitti. Oyuna hareket geldi. Demek ki bunları biraz dürtmek gerekiyormuş. Ama bunun gol yemeyle olması mı gerekiyor? Bu bölümde şimdiye kadar formanın kendinden esirgendiği Medjani ortaya çıktı. Geçen yıl sürpriz gollerin adamı Cezayirli, formayı sırtına geçirdiği ilk maçta yine golle buluştu ise bunu tesadüf saymamak gerek. Çünkü adamın gol şansı yüksek. Yüksek olan bir gerçek daha var ki, Trabzonspor'un bu oyun anlayışı içinde her an kalesinde gol görme ihtimalinin yüksek olduğudur..

Nitekim 69. dakikada Douglas'ın önünden arkaya atılan top ayaktan çıktığı anda Trore tartışılır gibi gözükse de ofsayt değil gibiydi. Bir de top Aykut'un formasını haksız yere sırtına geçiren ağır vasıta Douglas'ın ayağına çarpınca yan ve kale hakemi için "devam" işaretinin verilmesini kuvvetlendirdi ve Alvarado ikinci gölü de ağlarında gördü. Yeri gelmiş iken, hakem Süleyman Abay'ın kararlarında yanlışın oldukça fazla olduğunu da burada işaretlemek lazım. Sonuçta bir gerçek var. Bir Galatasaray, iki Osmanlı, üç Konya.. Trabzonspor mağlup..

Dört, beş, altı olur mu olmaz mı? Taa en başından beri bir iddiamız var: Bu Trabzonspor içeride veya dışarıda hiç fark etmez. Her maçı üç ihtimallidir. İlk haftaların aksine son haftalarda bu aynı orandaki bu ihtimalin maalesef mağlubiyet kısmı gerçekleşiyor. İnşallah bundan sonrakilerde gerçekleşmez. Ama zor, hem de çok zor... Ve de bu zorluğa dayanma gücü zayıflayan bazı taraftarlar kendilerini kontrolsüz bir şekilde tribünlerden atlayarak yeşil çimler üzerinde buldular ise, onlar kadar bu tabloya sebep olanların kasketleri yoksa bile gerçekleri önlerine koyarak karar vermeleri gerekiyor. Hem de acilen. Hem de Aralık'ı falan beklemeden.