Dört farklı taraftarı ilgilendiren Trabzonspor-Bursaspor maçının ilk dakikalarında haliyle bu ligde ya varım ya da yokum mantığını önde tutan Bursaspor’un bir kulağı Rize’deyken bir gözü de oynadığı maçta kaçırdığı iki net gol pozisyonundaydı. Bu maçın sonucunda mutlaka her türlü spekülasyon yapılacaktır. Fakat bir gerçek var ki, Rizespor veya Bursaspor son 8-9 maçta öyle puanlar kaybetmişler ki bu maçta da Trabzonspor’un omuzlarına her sonuçta yük bırakacak hale gelmişler.

Tabii ki Trabzonspor'un önceliği kendi karakterini, kendi misyonunu ortaya koyarak bu maçı kazanmaktır. Desek de adı futbol, her şey var, oynarsın yenemezsin, farklı algılanır. Ama dünkü maçta Trabzonspor yenmek için hiçbir şey yapmadı. Nasıl yorumlanırsa yorumlansın, gerçek şu ki daha fazla üreten, daha fazla baskı kuran, daha konrollü oynayan takım Bursaspor’du.

Ersun hocanın yönetiminde sahada olan Trabzonspor’a bakıldığında, eğer bir takımın hocası kenardan futbolcularına itici gücü hissettiremiyorsa ve de futbolcular kazanma arzusunu yaratacak hiçbir eylemde bulunmuyorsa sen düşün Ersun hoca. Futbolcuların vurdumduymazlığı algılamışsa senin çıkışın var, 'takımı tanıyamadım' der geçersin.

İnsan söylemeden edemiyor... Arkadaşlar koca Trabzonspor’a Bursaspor maçında öyle bir forma giydirmişler ki insanın aklı almıyor. Yani plaj fanilasını görecek anlayacak bir yönetici yok mudur? Bunu da mı Ersun hocaya yükleyelim? Hayır. Yazıklar olsun çizene, dikene, giydirene!

Ersun hoca, yönetim ne kadar arkanda durursa dursun skor skorbortta yazıyor. Bu yönetimi göreve getiren genel kurul delegelerimiz getirdikleri gibi göndermeyi de bilirler.

Ricamızdır Trabzonspor adına: Bırak git, seninle zaman geçirmeyelim. Anlaşılan şu ki seninle şampiyonluğun Ş’sini görmek dahi hayaldir. İşte bitti, gözün aydın, tatil başladı! İster Hawaii adalarına, istersen Phuket adalarına hiç fark etmez. Güle güle Ersun hoca! Trabzon’dan daha uzağa gitmen arzusuyla...