Teknik olarak başladığımız yerde sayıyoruz. Geçen sezon başı sol açık, sağ açık, santrafor eksiğimiz vardı. Hedefe oynar nitelikte isimler arıyorduk... Üç mevkiye milyon liralar harcadık, aynı eksikler devam ediyor... Adı sanı duyulmamış bebelerin maç görüntüleri yine servis edildi. Suk gibi, Ibanez, Castillo, Onazi, Bero gibi.

Dört milyon dolar bonservis ödenen Castillo'nun yerine yazılışıyla söylenişi farklı isimde, hem de kiralık genç bir uşak bulmuşlar, bir de Çörekçi almışlar. Takımın en iyi futbolcusunun yedeği olsun diye. Sağ gösterip sol vuruyorlar. N'diaye, Visca, Türünç, Töre derken çörekçi, börekçi açılışı yaptılar.

Ne menajermiş çalıştığınız herif! Nasıl ikna ediyor sizi! İhtiyaca bakmadan, yeterlilik sorgulamadan, kim kaldıysa elinde en yüksek değerden pazarlıyor. Nasıl pazarlıksa! Her seferinde Trabzonspor zarar ediyor. Tamam, her mevkiye yeni futbolcu alın. Mümkünse yazılışı farklı, söylenişi farklı olmasın. Eldekileri ne edeceksiniz? Sizin hocaların beğenmedikleri gittikleri kulüplerde sizin ödediğiniz paranın yarısından azına sizin kadar puan topladılar.

Kendini parlattı, geliyor uşaklar. Sözleşmeler devam ediyor, garanti paralı üç takım kuracak kadar futbolcu... Maçlar 11 kişi ile oynanıyor hatırlatırım. Trabzonspor'un parası deniz, harcamayan keriz. Alışkanlık olmuş... Çok zamandır aynı devran dönüyor. Otuz milyon borca isyanla çıktılar bu yola 178 de biri bıraktı, 397 de zorla elinden aldılar bir sonrakinin, hocasıyla bir proje olduğunu söyleyen Usta başkan ikiye katladı. 800 milyon belki de iyidir! Senenin sonunda milyarı aşacağından hiç şüpheniz olmasın. Ramazan günü tüm samimiyetimle söylüyorum.

Olumlu bir şey yazmak için kendimi zorluyorum. Fakat yok... Nereye el atsan elinde kalıyor. Sadece yöneticilerin adını doğru telaffuz ettiği scout sistemi yalan oldii... Hollanda modeliyle başladılar, Almanya, Altınordu, Barcelona, bizim uşak, kaleci İhsan modeline geçtiler...

Pilot takımı bir alt lige uçurdular, pilot takımda oynayamaz diye düşündükleri Yusuf Yazıcı A takımın en iyisi olurken yazan, konuşan taraftar baskısından, bir de Ekici krizinden tesadüfen doğduğunu unutmayalım. Ey gidi Muharrem Usta! Siz kendinizi akıllı görüyorsunuz ya, algıyla, telkinle, vaatlerle, geleceğe dair olmayacak şeylerle taraftarı avutuyorsunuz ya, unuttuğunuz şey futbol herkesin gözü önünde oynanan bir oyundur. Oynadıkça tüm defolar dökülür.

Etrafınıza uydurduğunuz yandaşlarınızla siz de biraz eğlenin. Maçların başlamasına az kaldı. Sizden 26 puan fazla toplayan lig lideri, kadrosunu güçlendiriyor. 23 puan üzerinizde Başakşehir, Fener, Galatasaray... Çok akıllısınız çok... Şu yazdıklarımın fazlasını biliyorsunuz siz. Hedefsiz takım şeyini boşuna dememiştiniz. Şimdi de şampiyonluk zaman alır, yıllar içinde gelişeceğiz moduna geçtiniz. Kemençe, horon ile çıktığınız yolda Romen havası, çiftetelliye döndünüz.