Bu yıl sezon başında yapılan transferler hakkında, sadece Trabzon kamuoyu değil tüm Türk futbol kamuoyu ‘Elit bir transfer listesi’ şeklinde yorumlamıştı. Oysa ki, sezon sonuna geldiğimiz şu son haftalarda sıralamaların pek de değişemeyeceği meselesi ortada iken, Trabzonspor’un ne yerinden ne de yılın performansından hiç kimse razı değildir. Bu memnuniyetsizlik elbette tüm taraftara da sirayet etmiş olacak ki; statların seyirci durumu tüm önemli veya derbi maçlarında da kendisini göstermiştir.

O halde herkesin ‘iyi bir ekip’ dediği Trabzonspor transferlerinin, neden hem derece yapamadığını hem de seyirci potansiyelinin birdenbire dibe vurduğunu, bizden önce kulüp yönetimi iyice bir araştırmalı. Mademki gelecek yıla aynı yönetimle devam edeceğiz, bu konuda önemli dersler çıkarmak gereklidir. Her yıl sil baştan yapmanın hem mali külfeti hem de kulübe takım, teknik, taktik ve sistem açısından çok zarar verdiği besbelli. Zira her yıl değişen kadro yapısının belli bir oyun mantalitesine ve sistemine oturması asla mümkün değildir. Her zaman söylemişimdir. Futbolda çok anormal tepkiler ve disiplinsizlikler olmadıktan sonra hissiyata yer yoktur. Zira hisler çoğu zaman bu meslekte insanları yanlışa sevk etmiştir.

Mesela futbol kalitesi ve stili olarak çok beğendiğim bir ‘Constant’ meselesi kafamı hep karıştırmıştır. Bugün Trabzonspor orta sahası içerisinde Constant kalitesinde topu kullanabilen, oyuna yön verebilen, ayakları topa yatan bir oyuncu yok. Yok iken, bu oyuncuya da bunca para verilmiş iken, acaba sırf Ersun hocanın kaprisi yüzünden mi kadro dışı tutuluyor? Yoksa sahiden tolere edilmesi mümkün olmayan disiplinsizlik mi var ortada? Bu konuda kulüp yönetiminden de net bir açıklama gelmediğine göre, sonuçta Ersun hocanın kaprisi Constant’ın hatalarının üzerinde gözüküyor gibi.

Peki, sormak istiyorum: Sizler bugün Trabzonspor orta sahasının performansından razı mısınız? Yani verilen ücretleri, yapılan masrafları ve kulübün sırtına yüklenen yükü düşündüğünüzde, bu yapılanların ‘ettiği hayrı ürküttüğü kurbağaya değdi mi?’ Ben bunu merak ediyorum. O halde, diğer taraftan Mustafa’nın yollanması meselesi doğru ise bir de savunmadan çektiklerimiz ortada iken, bu oyuncuları yani Constant ve Mustafa’yı ‘köprüyü geçene kadar ayıya dayı’ demek tekerlemesini düşündüğünüzde oynatıp, sonra cezalarını kesse idiniz daha iyi olmaz mı idi?

Öyle ya; madem ki bu adamlara bunca para verildi, bari karşılığını döve döve alsa idiniz de sonra gerekli cezayı verse idiniz? Şimdi geriye dönüp bakmak gerekir, bunca inatlaşmadan bu kulüp ne kazandı? Bence kazanmadı, kaybetti. O zaman hem teknik ekibe hem de yönetici arkadaşlara gelecek yıl için söylemek istiyorum. Bu görevler hissiyatla değil mantıkla yapılmalı idi. En azından bir Constant’ı motive edip bu takıma kazandırıp, orta sahada ihtiyaç var iken, ‘korumacılık statüsünü de terk edip, köprüyü geçebilirdiniz’. Fakat bu yıl yanlış oldu, hadiyin gelecek yıla. "Sezon bitti, dertler bitmedi."