Trabzonspor'a hizmet edip, giderken de karşılığını fazlasıyla ödeyen futbolcular arasındadır Burak Yılmaz. Trabzonspor'a ekonomik olarak önemli bir girdi sağlamıştır. Buna rağmen her Galatasaray maçında Burak taraftarlar tarafından yuhalanıp ıslıklanmıştır. Bu kadar protesto edilip galiz küfürler yiyen Burak Yılmaz'ın Galatasaray'la yaşadığı şampiyonluğun kupasını kaldırmadan önce kendisine uzatılan mikrofonlara söyledikleri birilerine ders olacak nitelikteydi. Bu futbolcu, söylemleriyle yeniden Trabzonsporluların yüreklerini kazanıp gönüllerine girmiştir. Kimselerinin cesaretle söyleyemediği sözleri, üstelik Trabzonspor'un ezeli rakibi olan takımın formasını giyerken söylemek her babayiğidin harcı olmasa gerek. Burak Yılmaz'ın söyledikleri takdire şayandır. Kişiliği ve kimliği de o söylemlerle fazlasıyla örtüşmektedir.

TARTILMAMALIDIRLAR 

Bir tarafta az almış ama aldığından çok kazandırmış, üstelik Trabzonlu olmayan oyuncu Burak Yılmaz; diğer tarafta adı Türk futbolunda Şenol Güneş olmuşsa Trabzonspor sayesinde olan bir teknik adam... İkisinin Trabzonspor'a yaptıkları katkıları ve son dönemdeki söylemleri ortada. Öncelikle şunun altını çizelim; kimse kalkıp da 'Burak Burak olmuşsa Şenol hoca sayesinde olmuştur' demesin. Yani 'Burak bitmişti, Trabzonspor'a geldi, Şenol Güneş onu parlattı ve yeniden Türk futboluna kazındırdı' diye de boş yere ahkam kesmesin. Burak Yılmaz'ın yeniden doğuşunun kime borçlu olduğunu o dönemin yöneticileri iyi bilirler. Biz yine de kafalarda soru işareti bırakmamak için, Burak Yılmaz'ın yeniden doğuşunda en önemli katkıyı o dönemde Şenol Güneş'in yardımcılığını yapan Ünal Karaman'ın yaptığını ifade edelim. Karaman ısrar etmeseydi Burak diye bir oyuncu Türk futbolunda olurdu ama sıradan bir oyuncu olurdu. Veya PTT Ligi'nde cirit atıp dururdu. Onun için Ünal hocanın hakkını teslim etmek gerek. Şenol hocanın kafasında Burak diye bir oyuncu yoktu. O dönem hazırlık kampında bulunan yöneticiler bunun şahididir. Neyse gelelim konumuza... Ben yine de iki ismin terazinin iki kefesinde tartılmalarının etik olmayacağını düşünüyorum.

TALİHSİZ BİR SÖYLEM 

Eeee, ne dersiniz bir iki şey de biz yazalım. Yoksa zevata ayıp etmiş oluruz. Şu an sanal medya ve Trabzon'da futbol adına tek konuşulan ve yazılan şey Şenol Güneş'in Beşiktaş ile sözleşme imzaladığı törende telaffuz ettiği cümleleler. Güneş, "Ben de şampiyonluk yaşamadım, buraya şampiyonluk yaşamaya geldim" demiş. Öncelikle şunun altını çizelim: Şenol Güneş profesyonel bir spor adamıdır. Beşiktaş'a da gider, Bursaspor'un kravatını da takar, Galatasaray'dan teklif gelirse onu da değerlendirir, 'bir Anadolu takımına amme hizmeti yapacağı' mantığıyla da imzayı atar. O, Şenol hocanın profesyonel dünyası. Burada Trabzonluların ve Trabzonsporluların kabul etmediği, Güneş'in, Trabzonspor'u çalıştırdığı 2010-2011 sezonunda elinden şikeyle alınan şampiyonluğa halel getirmesi olmuştur. Halbuki Şenol hocayı bütün Trabzonsporlular "2010-2011 sezonunun şampiyon hocası" diye taçlandırmıştır. Ve bütün Trabzon camiası o şike sürecinin mücadelesini verirken, o süreç devam ederken, Güneş'in "şampiyonluk yaşamadım" demesi yürekleri kanatmıştır, gönülleri acıtmıştır. Kimse lafı o yana bu yana alıp boş yere gevelemesin. Şenol hoca müthiş bir gaf yapmıştır. Yok efendim o futbolculuk döneminde çok şampiyonluk kupası kaldırmış da... Faso fiso. Bu işleri geçeceksiniz büyük ağabeyler. Şenol hoca sınıfta kalmıştır. Futbolculuk döneminde kaldırdığı kupaları tek başına mı kazanmıştır? O takımın teknik adamları yok muydu; Necatiler, Kadirler, Cemiller, Bekirler, Turgaylar, Serdarlar, Ali Kemaller, Necmiler, Hüseyinler neredeydi? Bu oyuncular hangi ligde, hangi takımda oynuyorlardı? Dedik ya, geçeceksiniz bunları... Şenol Güneş'i kurtarma operasyonu yapılacak ya, sözde bir şeyler yazılıp çizilmek isteniyor. Yorgan yandı beyler! Yorganı kurtarmak istiyorsunuz ama ortada yorgan morgan kalmadı.

MAHKEMEDE ŞAŞAR 

Olaya bir de şu çerçeveden bakalım: Şenol Güneş, imza töreninde şampiyonluktan dem vurmasaydı veya o konulara girmeseydi, samimiyetimle söylüyordum ki, Trabzonsporluların çoğunun desteğini alacaktı. Kısacası Trabzonspor dışında diğer maçlarda Beşiktaş'ı destekleyecekti. Neden söyledi, öyle bir söyleme ihtiyacı mı vardı? Anlamadım gitti. Hani bir söz vardır ya, 'Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' diye. Şenol Güneş Beşiktaş'a imza atana kadar o kadar güzel şeyler söylüyordu ki, işte ne olduysa o imza töreninde oldu. İmza töreninde şaştı veya basireti bağlandı. Böylelikle de bir çuval incirin içine etti. Bundan sonra kim ne yazarsa yazsın, kim ne söylerse söylesin bir kere ok yaydan çıktı. Gerçi Şenol hoca için de okun yaydan çıkması çok da önemli değil.