Galatasaray maçının ardından Başkan Usta’nın yaptığı açıklamanın özeti: Maçın Hakemi, Deniz Ateş Bitnel’in günahsız olduğunu söylerken... Büyük resme bakılmasının altını çiziyor... MHK Başkanı’nın istifasını beklemediğini... Kuddusi Müftüoğlu’ndan devrim yapmasını beklediğini... Tarihi protestoyla Demokratik tepkinin ortaya koyulacağını... Hatta Sayın Başkan, Twitter hesabından... “Bu tarihi protestonun(!)” ne şekilde yapılması gerektiği noktasında... Tüm camianın çarpıcı fikirleriyle  desteğini istemişti. Ne MHK Başkanı’na ciddi bir eleştiri... Ne de Futbol Federasyonu Başkanı’na sitemkâr bir söz duyduk Başkan’dan. Sorumlular hakkında: TFF ve MHK ile ilgili ciddi bir eleştiri dahi yapmadan... Kimi, neden protesto edeceğinizi ortaya koymadan... Tarihi protestodan söz edeceksiniz...! Üstelik üzerine basa basa “Düzenin değişeceğini(!!!)” vurgulayacaksınız. Bugüne kadarki gelişmelere bakacak olursak: “Dağ Fare Doğurmuştur!”

***

Başkan Usta, başkanlık yarışındaki seçim stratejisini... İki önemli söylem üzerinden yürüttü: 50. Yılda şampiyonluk ve Lucescu kozu. Bu vaatler, seçim kazanmasında belirleyici faktörler oldu. “50. Yılda şampiyonluk ironisinin yanında... Lucescu palavrası da işi gördü ve koltuğa oturmasını sağladı açıkçası...” Ne hikmetse, en üst perdeden koyulan hedefler, daha sonra... Seçim süresince hiç sözü edilmeyen ‘feda’ya indirgendi. O da çok anlaşılır bir durum değildi ya. Nasıl bir fedaysa... Oyuncular arasında bozulan ilişkiler.

Bundan etkilenen oyuncu eşlerinin birbirlerine gönül koymaları... Teknik anlamın dışında, karşılıklı ilişkilerin dip yaptığı dönemde... Bu tahribatı düzeltmede oldukça başarılı olan Sadi Hoca’nın yerine... Zamansız ve yersiz bir şekilde... Üstelik feda kıstaslarına tamamen ters düşecek şekilde... Tam 10 kat daha fazla ücretle Hami Mandıralı tercihini yapması... Kim ne derse desin, “Hoca-Talebe” ilişkilerini de zedelemiştir. Gençlerbirliği’nin İbrahim Üzülmez’i göreve getirip... Selçuk ve Hlep gibi ihtiyacı olan İki oyuncuyu kadrosuna katarak... Küme düşme mücadelesi verirken... Sıralamada Trabzonspor’un üzerine çıkması bir nevi fedadır işte...!

***

Kars gelenek, görenek ve inanışlarına göre; halk kış günlerini üç bölüme ayırır: Büyük Çile : Kış girdiği günden, 21 Aralık’tan itibaren 40 gündür. Küçük Çile : Kırkbirinci günden itibaren 20 gün sürer. Küçük çilenin sonu da “Bahar Bayramıdır”. Başkan Usta, ilk günkü söylemlerinin aksine şimdi: “Çile zamanıdır” diyor. Gelişmelere ve takımın durumuna bakıldığında... Anlaşılan, epey çile çekilecek...! ‘Hadi buna razı olundu’ diyelim. Ancak bunun sonu bayram mı, seyran mı? Bu konuda sağlıklı bir öngörüşün zihinlerde oluşması oldukça güç görünüyor...