SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > YERLİNİN YERLİSİNDEN DE ÖTE OLMAK...

YERLİNİN YERLİSİNDEN DE ÖTE OLMAK...

31 Mayıs 2018 Perşembe - 08:00








Bunu, bir futbol yazısı, teknik direktör tercihi nedeniyle kaleme alınmış bir değerlendirme olarak değil, “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” hesabıyla, Trabzon’un bir zamanlar sahip olduğu, özellikle çeyrek asırdan beri de birer birer kaybetmeye başladığı niteliklerine aklınızda yer bulduktan sonra değerlendirme yaparak okuyun.

*

Bu kez tekrar tekrar, “niteliğini de kaybetmekte olan Trabzonspor, dahası Trabzon” diyerek başlamayacağım!

Çünkü, bu hâl, “en kötü gerçek” olarak önümüzde duruyor. Ama Trabzon her nedense “en kötü yalanla”kendini oyalamaya, dahası aldatmaya devam ediyor! İşte o nedenledir ki 23 Mayıs tarihli yazımızda; Trabzon camiasının sabır ve sebat eyleyerek, övünülecek geçmişini bilip, dövünülen bugününü ortadan kaldırmak için, kendi değerlerine dönmesi gerektiğini özellikle vurgulamıştık. Tercihinde kısa tarifi de “Yerlinin yerlisi”olması gerektiğine dikkat çekmiştik.

Ama gördük ki, Trabzonspor “Yerlinin yerlisinin de ötesinde” bir tercihi, daha doğrusu “tek doğruyu” yaptı. Haddini ve hududunu bilmedikleri için insanfsız avcıya hizmet eder misali olan, üç beş zerzevatın dışında Trabzon camiasının “Adam gibi adam” diye tarif ettiği Ünal Karaman’ı derlenme toparlanma için teknik direktör olarak görevlendirdi.


Trabzonspor yönetimi en doğrusunu yaptı. Çünkü Ünal, yaklaşık 30 yıldır Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ne Mutlu Türküm Diyene” ifadesindeki anlama eşdeğer şekilde, kendisini Trabzonlu hisseden, sayan birisidir.

“Yerlinin yerlisinden de öte” diye tarif edilmesinin sebebi de, kütük hesabına tam yerli olanların, birbirlerini sahiplenme yerine, ayaklarının altına muz kabuğu koymayı tercih etmeleri, Ünal Karaman’ın da “Benim bu hayatta söylediğimden başka hiç bir hesabım olmaz” demesidir.

Yine de, “inşallah saha sonuçları da iyi gider” diye temenni de bulunmak gerekiyor. Çünkü, temel hedef yeniden derlenme toparlanma olsa da, günümüz Türkiye’sinin gerçeği bu.

ÖTESİ YOK...

Zaman öylesine akıp gidiyor ki, atalarımızın “su gibi”dedikleri günlerden, bugünün “ışık hızıyla” geçer şekline dönüştü.


Aha şunun şurasında sanki dün başlamış gibi (!)olan Ramazan’ın yarısı gitti. Diğer yarısı da gitti gidiyor.

Onun içindir ki, şair Ümit Yaşar, “Ötesi Yok” şiirini yazmıştır.

Benden bir dörtlüğü! Gerisi kitaplardan bulup okuyun.

“Taş bir duvardır her gün dikilen karşımıza,

En ulu ağaçlara yapraktan ötesi yok.


Elverir bunca keder, yeter bunca ayrılık,

Tutuşmuş bir dal için ocaktan ötesi yok.”

RUHUMUZU KAYBEDİYORUZ!

Allah ile kulun buluşması olan namazları bile borç olarak algılamaya başladık. Sahi, Allah kul ilişkisini ne zamandan beri borçlu alacaklı ilişkisine indirgedik? Aşkı, muhabbeti, ihlası kaybedince muhteşem ibadetlerden geriye sadece günlük tekrarlanan ritüller kaldı.

Dr. Erkan Aydın


ANLAMAM!

“Beşerin şaşar olduğunu” bilsem de;

“Gece ile gündüzü,

Siyah ile beyazı,

Helal ile haramı,


Günah ile sevabı” karıştıran Adem oğullarını, akıl ile donatılmış insan olma adına anlayamam!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap