SON DAKİKA



Vefa

01 Mart 2018 Perşembe - 07:00








Vefa, sözlükte “sevgide bağılılık” anlamını taşımaktadır. Sevgiyi sürdürmektir. Vefa işin karşıya geçene kadar kişinin etrafında dolaşıp sonra onu tanımamak değildir. Maalesef insanın mizacında var olan olumsuz yaklaşımı olumluya çevirmek de vefa örneğidir.

Bir ulusun geleceği geçmişini canlı tutmaktan geçer. Doğruları ile, yanlışları ile geçmişimizle hesaplaşmadan geçer. Elbette 600 yıllık Osmanlı hanedanının da çok olumlu yaklaşımlar olduğu gibi olumsuzluklar da vardır. Olmalıdır da.

Hiç kimse bana vatanın ve devletin devamlılığı için tahta çıkan kişinin, kardeşlerini çocuklarını öldürtmesinin doğal olduğunu inandıramaz. Öyle ya, sarayı cariye ile dolduracaksın, dünyanın en güzel kızlarını zorla saraya tıkacaksın, sonra bunlarla beraber olacaksın ve onlarca çocuk sahibi olacak ve sonra o insanların boğazlanmasına seyirci kalacaksın, bunun adına da vatan sevgisi diyeceksin.

Padişah olmak için birçok eşin olmasını emreden ne dinen ne de ahlaken gereksinim vardı. Göktürk, Uygur, Moğol evliliklerinde çok eşlilik yoktur. Onlarda tek eş var ve o eş, hakan kadar yetkili ve hakan kadar saygındır. Tahtta hakanın sağ tarafında oturur, hakan olmadığı zaman divana başkanlık eder, gerekirse orduya başkumandanlık görevini yürütür.

Yabancı elçileri kabul töreninde Cengiz Han diyor ki, “Ben Cengiz İmparatorluğunun hanıyım, yanımda oturan eşim de benim han'ımdır.” Eşlerimize hitap ettiğimiz sözün babası Cengiz Han olduğu ortada.


Osmanlı padişahlarının çok kadınla birlikte olmak ve onlardan birçok çocuk oluşturmak ve sonra da günahsız yavruların ölümünü hazırlamak eylemini elbette olumsuz bulacağız ve bulmalıyız.

Geçenlerde Abdülhamit Han anıldı. 40 yıl devlet yönetmiş bir padişahtı. Osmanlı, onun döneminde en çok toprak kaybetmiştir. Ama vatan haini değildi. Meşrutiyeti koruyacağına söz vermiş ama istibdat yönetimini getirmişti. Sevenler, takdir edenler anabilir, buna kimsenin diyeceği yok. Ama bu Abdülhamitçilerin neden Atatürk’e hele Mehmet Akif’e karşı olduklarını gerçekten de anlayamıyorum.

Atatürk ve Mehmet Akif, ülkemizin bağımsızlık ve özgürlük simgesi insanlarıdır. Onun için dün olduğu gibi bugün de başkalarının mandalığını, uşaklığını içlerine sindirenler elbette bu iki dürüst insana karşılar.

Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Emin Ersoy, elden ayaktan düşüp çalışamaz duruma gelince İstanbul sokaklarında iki büklüm dilenerek hayatını sürdürmüş. İstanbul sokaklarında bir çöp bidonunun yanında ölü bulunmuştur.

Emekli maaşı ile zar zor geçinen Mehmet Akif’in torunu Tahir Aksoy’un cenazesini Üsküdar Belediyesi kaldırmıştır.


Kirasını ödeyemedikleri için evden sokağa atılan Mehmet Akif’in kızı ve torunlarıdır.

İstiklal Marşımızın şairi, dürüst insan Mehmet Akif’in çocuklarına maalesef devletimiz sahip çıkmamıştır. O insan, İstiklal Marşı için konulan parayı alsaydı ne oğulları ne kızı ve torunları aç, sefil yaşamlarını sürdürmezlerdi. Ama o ne hırsızdı ne de vatan haini.

İşte yazımın başlığını bu insanlara canım acıdığı için ve bu insanlara sahip çıkılmadığı için “Vefa” olarak yazdım.

Ey TC Devleti! Seni var eden ve koruyan insanlarına lütfen sahip çık! Bilmiyor musun mahkeme kadıya mülk değildir?

 


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap