Yazık oldu. Belki Trabzonspor kazanabilecek bir futbol ortaya koymadı ama en azından yenilmemeliydi. Maçın geneline baktığımız zaman oyunun içerisinde zaman zaman Galatasaray’ın baskısını gördük. Ama maçın skoruna baktığımız zaman Trabzonspor’un kalesinde iki gol vardı. Ne yazık ki yenilen ilk golde Abdulkadir, ikinci golde ise Okay’ın bariz hataları dikkat çekti. Bunun dışında Galatasaray’ın net gol pozisyonu yoktu.

Artık Rıza hocanın oyun sistemine alıştık. Takımını geriye yaslayarak geliştirecekleri kontrataklarla rakip karşısında gol aramayı tercih ediyor. Ancak evdeki hesap çarşıya bir türlü uymuyor. Trabzonspor’un kadrosuna kontra topla veya defans arkasına atılacak uzun toplarla pozisyon bulacak iki oyuncu vardır: biri Abdülkadir, diğeri Burak Yılmaz. Abdülkadir daha çok hücuma değil de defansa dönük oynayınca Trabzonspor bu oyuncudan istediği gibi performans alamadı. Burak Yılmaz belki de bu sezonun en rahat maçını oynadı; maç boyunca bizler gibi Trabzonspor’un ne yapacağını seyretti durdu.

Aslında iki takımın oyuncu kadrosuna baktığımız zaman Galatasaray’ın, Trabzonspor’dan daha çok artıları olduğunu görmekteyiz. Her zaman bu gibi maçlarda hep şunu demişizdir: 'Derbi maçların skorunu önceden tahmin etmek oldukça zordur.'  Eğer Trabzonspor iki bariz hata yapmasaydı maç öncesi herkesin favori gördüğü Galatasaray karşısında mağlup olmadan sahadan ayrılacaktı. Sonuç olarak hiçbir hedefi kalmayan Bordo-Mavililer ‘belki Avrupa kapısını aralarız’ düşüncesi ile çıktığı mücadelede umduğunu alamadı. Hedef bundan sonraki maçlarda kaybetmemek olmalı.

Mevcut yönetim kurulu bırakırken Galatasaray maçı onlar için güzel bir veda maçı olmalıydı. Onlar da bundan mahrum oldular. Trabzonspor için önümüzdeki hafta önemli bir süreç içerisinde geçecektir. Mutlaka yeni bir yönetimle Trabzonspor takımı buluşacaktır. Şimdi herkes sahadan çok saha dışında oluşacak yönetim kurulunu merak etmektedir. Bakalım yeni yönetim kurulu nasıl şekillenecek.