Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Ekim 2017’de muhtarlar toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı: "Kürt'üm demek en tabii hakkındır, ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Türk'üm demek en tabii hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür." Bu sözler asla gündelik ifadeler değildir. Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş felsefesinin suçlanmasıdır. Bu sözler, bugünküler anlamasa (!) bile, gelecek nesillerin okudukları veya duydukları zaman ibretle ve hayretle birbirinin yüzüne bakıp, geçmişi sorgulattıracak sözlerdir. Efendiler, Kürtçülük bir etnik hareketi (kabileyi vs) esas alır. Irkçılığa dayanır.

Türkçülük bütün bir milleti esas alır. Ülkede yaşayan insanların gönül birliğine dayanır. Bu iki düşünce aynı teraziye konamaz. Birbirinin karşılığı değildir. Türk milleti sözü, anayasamızın çok açık belirttiği, devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün veciz ifadelerle ortaya koyduğu ve sağır sultanın da bildiği, fazla zekâ istemeyecek kadar da netliğe kavuşmuş durumdadır. Kimse kafasına fes takıp dolaşan, akıl hastalarının sapık ifadelerine de aldanmamalıdır. Türk kavramı etnik bir unsuru değil tarih ve coğrafyada yoğrulmuş milleti ifade eder.

O yüzden de Türkçülüğü yani Türk milliyetçiliğini, Kürtçülükle aynı kefeye koymak yanlıştır. Devlet yetkililerinin hassas davranmaları anlaşılır olmakla birlikte millet kavramı hakkında kafa karışıklığı yaratan ifadelerden sakınılmalıdır. Çapulcu Barzani’nin Irak devletinin kuzeyinde referandum yapması Türkçülerin değil, siyasal İslamcılarla Kürtçülerin işbirlikleri sonucu oldu. BOP diye bir şey vardı: Hani o 22 İslam ülkesinin haritalarını değiştirip, o ülkeleri parçalayacak olan proje!!! İşte, öyle bir şey...

Bakınız, her şey ortada ve açıktır: Tek bir örnek verelim. PKK, Kürtçülük yapmaktadır. Bölücüdür. Türk askeri; dağlarda, Suriye’de, Irak’ta Türkçülük yapmaktadır. Türk milletini, Türk vatanını, Türk devletinin bütünlüğünü korumaktadır. Türk askeri; kısaca, Türk bayrağını ve Türk bayrağı ile ilgili aklımıza gelebilen her şeyi KORUMAK için canını vermektedir. Bunun adı TÜRKÇÜLÜK’tür. Türk milliyetçiliği de aynı duygulara sahip olmaktır. Türk milliyetçiliği etnik ve mezhebi ayırım yapmaz, ayrıştırıcı değil birleştiricidir. Ortak tarih, kültür birikimine, vatan sevgisine ve ortak gelecek tasavvuruna dayanır. İmparatorluk mirasına sahip çıkarak etnik kökenlerine bakmadan Osmanlı’nın Müslüman unsurlarına kucak açan bir anlayışla Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran fikir Türk milliyetçiliğidir.

Hatırlatırız ki, Türkçülüğün Esasları’nı yani manifestosunu yazan Diyarbekirli Ziya Gökalp ırkçılığı reddetmiştir; Türk milleti kavramını aynı kültürle, aynı terbiyeyle yoğrulmuş insanlar olarak tanımlamıştır. Bütün Türkçüler devletinin ve milletinin yanındadır. Biz de diyoruz ki: - Artık, sayın yetkililer çıksalar da, şu “AZİZ MİLLETİN ADINI” bir söyleseler, böylece zihin karışıklığını önleseler, ciddi bir sevap da kazansalar..! Çünkü, bütün nesnelere önce ismiyle hitap edilerek söze başlanır. İşin usulü ve adabı böyle bilinir! Çok şükür, Türküm, Türkçüyüm! Ne mutlu Türküm diyene!