İnsani Yardım Derneği (İHH) savaş, işgal ve doğal afetler sonucu mağdur olmuş kişilere, yerlerinden edilmiş ve mülteci konumuna düşmüş ihtiyaç sahiplerine ulaşmakta, ayni ve nakdi yardımların yanısıra kalıcı projeler ile de ihtiyaç sahiplerini desteklemekte.

Çok önemli bir misyon yüklenmiş olan İHH 1992 yılında ortaya çıkan Bosna Savaşı’na kayıtsız kalamayan gönüllülerin başlatmış olduğu çalışma ile hayat bulmuş, Trabzon’da ise 2011 yılında faaliyetlerine başlamış.

İHH Trabzon’dan dünyanın birçok yerine şifa dağıtmaya, yardım göndermeye ve yaraları sarmaya devam ediyor.

Trabzon İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Zühtü Kalma ve gönül hareketine maddi ve manevi destek veren herkesi yürekten kutluyorum.

Dünya üzerindeki 400 milyon yetimin sesi, kulağı ve gözü olma noktasında İHH çok ciddi bir kurumsal yapıya bürünmüş durumda

2017 yılında Suriye, Arakan, Gürcistan başta olmak üzere 2.446.990.00 TL tutarında yardım yapmış.

Kumanya, elbise, kurban eti, kırtasiye gibi yaşamın her alanına dayanan yardımları yapan Trabzon İHH İnsani Yardım Derneği’nin “iyilik zincirine” her geçen gün yenisi ekleniyor.

Geçen pazar akşamı ise çok anlamlı bir gece organize edilmişti.

Şehidimiz Eren Bülbül’ün adını yaşatmak için Somali’de yapılacak “yetimhane” için düzenlenen yardım kampanyası gecesine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı.

Şu üç günlük dünyada vicdan ve merhamet sahibi olan herkesin insanlık adına mücadelesini sürdürmeli, yetimlerin, muhtaçların, fakirlerin ve hastaların üzerinden elini çekmemeli.

***

NASIL BİR TOPLUM OLDUK BÖYLE?

Ah eski bayramlar! Ah eski komşuluklar! Ah eski dostluklar!

Hayatımızın her alanında “ah” çekmediğimiz bir an kalmadı.

Sürekli dert yanıyor ve şikayet ediyoruz.

Siyah-beyazlı eski günleri özlemle arıyoruz.

Samimiyet, güven ve huzurdan kaçtıkça daha çok “ah vah” çekmeye devam edeceğiz.

Konuşmayı unuttuk, paylaşmayı bıraktık, dayanışmadan uzaklaştık.

Günlük rutin bir yaşam tarzı aldı başını gidiyor.

Oysa yaşamak ve yaşatmak çok güzel duygular.

Hayata biraz daha sarılmalı, kendimizi biraz daha sorgulamalı, her şeyden önemlisi kendimizle barışık yaşamalıyız.

Şu üç günlük dünyayı ne kendimize ne başkasına zehir etmenin bir anlamı yok.

***

ÇÖPLERİ BELEDİYE TOPLAMASIN!

Kentlerin vizyonu ve misyonu açısından temizlik, hijyen ve estetik olmazsa olmaz kuraldır.

Şehirleri şehir yapan bu özellikleri kaybettiğimizde akan sular durur.

Hayat çekilmez hal alır, hiç kimse yaşadığı şehirden asla zevk almaz.

Köşe yazılarımda üzerinde durduğum en önemli konulardan biri de çöp sorunudur.

Ne yazık ki ülke olarak bu noktada çok ciddi eksiklerimiz, yanlışlarımız var.

Çok uzağa gitmeden Trabzon’dan örnek vermek isterim.

Her türlü uyarı, her türlü yasak ve cezaya rağmen çöp konusunda geri kalan iller arasındayız.

Çöpleri ayrıştırmaktan vazgeçtim.

Çünkü bunu başaramıyoruz. Başarmak da işimize gelmiyor.

Hiç değilse çöpleri zamanında dışarı çıkaralım, çöp koyduğumuz poşetlerin ağzını bağlayalım.

Bazen mahalleri geziyorum.

O kadar vahim durumlar var ki anlatamam.

Adam evindeki moloz yığınını kafasına göre gelmiş sokağa atmış. Ne kanun tanıyor ne kural.

Mantık ne: "Belediye gelsin temizlesin."

Belediye bu şehirde 3 gün toplamasın bu şehirde kimse sokağa çıkamaz.

Durum bu kadar ciddi.