Günümüzde geleneksel suç türleri gelişen teknolojiyle birlikte değişim göstermektedir. Kendilerini polis, asker, savcı veya önemli bir devlet kurumunun yetkilisi olarak tanıtıp "Hesabınız terör örgütü tarafından kullanılıyor" diyen dolandırıcılar, geçen süreçte birçok ilde yüzlerce vatandaşı dolandırdı. Benzer olaylar medyada yer almasına rağmen, bu dolandırıcılığın ardı arkası kesilmiyor. Dolandırılanlar arasında profesör, işadamı, doktor, hemşire, öğretmen, emekli subay, astsubay bile var... Emniyet Genel Müdürlüğü diğer suçlarda olduğu gibi telefonla dolandırıcılık olaylarına karşı da vatandaşlarımızı bilgilendirmeye devam etmesine rağmen vatandaşlar yine de dolandırıcıların ağına düşüyorlar. Dolandırıcılık da bu süreçte değişim gösteren bir suç türü oldu. Özellikle cep telefonlarının yaygın olarak kullanıldığı ülkemizde dolandırıcılar, vatandaşlarımızı cep telefonları ile arayarak, kendilerini önemli bir devlet kurumunun yetkilisi olarak tanıtıp, vatandaşlarımızdan terör örgütü ya da başka türden konuları ele alarak bunlara benzer olaylardan bağlantılı olduklarını iddia edip korkutarak para talep etmektedirler. Firmaların promosyon amaçlı yaptığı kampanyaları konu alan ödüller kazanıldığı şeklinde kontör ya da para talebinde bulunmaktadırlar. Emniyet Genel Müdürlüğü'nce bu türlü olaylarda yakalananlarda bilgisayarlar, cep telefonları sim kartları, çok sayıda kişiye ait nüfus cüzdanı fotokopileri gibi dökümanlarla karşılaşılıyor. Teknolojiye toplumumuz içinde yeterince uyum sağlayamayan kişiler, daima teknolojiye yenik düşüyorlar. Bundan sebep bu tür şeylere kananlar da teknolojiye yeniliyorlar. Benim çevremde de bu türden vakalar meydana geldi. Bunların arasında eğitimli insanlar bile var. Genel anlamda ise kullanılan tekonoloji birçok insanı şaşırtıp bunalttı. Teknoloji insanlarımızı adeta tokat yemiş bir insan haline getirdi. İnsanlar bile bile yanlışa alet oluyorlar. Bütün bunların yanında dolandırılan insanımız ya da aranan kişi bu unvanlar aradığında cevap vermeyi bir görev gibi algılıyor. O nedenle de, bu unvanla arayanların taleplerini sorgulamadan karşılama yoluna gidiliyor olması daha vahim bir durum. Peki bu kadar sorunun ve mağdurun olduğu bir yerde devlet olarak biz neredeyiz? Olaylara örneğin herhangi bir trafik kazalarındaki gibi "bir kaza oldu, şu kadar yaralı, şu kadar ölü var" gibi mi bakıyoruz? Yani bu olayları normal bir vaka olarak mı değerlendiriyoruz? Açıkçası bana biraz öyle geliyor. Eğer bu olaylara herhangi bir terör olayı gibi bakmış olsaydık devletimizin bütün kurumları nasıl o olaylarda topyekün çalıştırıyorsa bu tür dolandırıcılık olaylarında da aynı hassasiyet gösterilmelidir. Yani devletin bütün birimleri bu türden olayları anında çözebiliyorsa bu sıradan suç olarak görünen ve her geçen gün insanlarımızı mağdur eden adi dolandırıcılıklardan vatandaşımızı kurtarmış olur diye düşünüyorum. Yeter ki devlet baba ağırlığını hissettirsin. Bütün kurumlarını tıpkı diğer önemli ciddi olaylarda olduğu gibi işletsin. İşte o zaman bu dolandırıcılardan insanlarımız kurtulur.