Son maçlarını öyle veya böyle kazanmasını bilen Trabzonspor, Antalya maçında rakibinin kanatlardan gelen ataklarına maruz kaldu.

İlk yarının başlarında oyunda dengeyi sağlayıp zamanı da kendi lehine çevirmede başarılı olan Antalyaspor, bir de her atağında kendisini hissettiren, oyunu orkestra şefi gibi yönlendiren Eto’o’suyla ilk yarı iki adım da olsa Trabzonspor’un önünde göründü.

Trabzonspor oyunu rakip alana yıkmada zorlandı. Burak iyi başlayamayınca, Yusuf fazla baskıdan kurtulamayıp oyunu yanlara oynayınca, N’Doye ileride tek kalınca, bu ligde kolay maç olmayınca ilk 45 dakikada rakip kaleye bir şut atamadan, organize bir atakla kale önünde görülmeden oyunda üstün görülen takım haliyle Antalyaspor oldu.

İlk yarıda hem defansta hem hücumda oyuna katkı sunan Trabzonsporlu bir futbolcuyu göremedik. Antalyaspor için her şey yerli yerindeydi derken adı futbol ya kardeşim Hamit Demirci’nin 'her zaman iyi futbolla gol olmuyor, Trabzonspor kötü oynasa da golü atar' dediği anda Burak’ın muhteşem aşırtma golüyle Trabzonspor 1-0’lık üstünlükle ilk yarıyı bitirmesini bildi.

İkinci yarıda yine oynayan Antalyaspor, daha organize ataklarla gelen Antalyaspor, her dakikanın da kıymetini bilen Antalyaspor'du. İşte maçın kırılma anında bu takımın tehlikeli atağında Onur gole izin vermedi.

Hemen akabinde N’doye sahnede... Durum 2-0. Yani iki atak, iki gol, oynayan Antalyaspor. Bazen bir takım 90 dakikada takım birlikteliğini sağlayamaz, bazen de iki atakla kenetlenmeyi, takım oyununu sahaya yansıtmayı sağlayabilir.

2-0’dan sonra bu avantajla beraber Trabzonspor kendi oyununu rakibe tam olarak kabul ettiremese de bu dakikadan sonra gerek alan savunmasında gerekse ikili mücadelelerde biraz daha üst seviyede mücadele ederek rakibe pozisyon verse de gol imkanı tanımayan takımdı.

Hedef takım olmak için iyi oynasak da kötü oynasak da bu üç puan çok önemliydi. İyi oynamasını bilemedik, hatta üç puanlık dahi oynayamadık ama üç golle sadece yenmesini bildik.