Kısa örneklerle, futbolun son 40 yılına damga vuran futbolculara bakıldığında, her ülkede pek çok isim vardır... Bugün Almanya dendiğinde, Franz Beckenbauer Alman futbolunun vazgeçilmez efsanesidir. Arjantin dendiğinde, kendine özgü stiliyle Diego Maradona en yüksekteki parlayan efsanedir. Fransa'ya bakıldığında, Platini Fransız efsanelerinin efendisidir. İtalya futboluna damgasını vuran Dino Zof kalecilerin idolü olan bir efsanedir. İngiltere futbolun beşiği derler; Kevin Keganlar, Clemensler efsane/efsaneler diye anılır. Brezilya farklı bir konjonktürde… Karınca-Pele onlar dünyanın efsaneleri. Örnekleri çoktur.

ALİ KEMAL DENİZCİ...

Nereye bakarsak bakalım.... Bırakalım Trabzonspor'u, Türk futbolunun son 40 senesine tüm Türkiye'de damgasını vuran, gönüllerin efendisi Ali Kemal Denizci'dir. Trabzon ve Trabzonspor'un simgesidir. Buna hayır diyebilecek bir spor yazarı var mıdır? İnsanlar vardır. Yarın bambaşka insan olacağım derler. Ali Kemal Denizci onurlu yaşam öyküsünde 'önce insan olmalıyız' olgusuna saygıyla tüm insanların kalbinde yer bulan bir değer olarak, Trabzonspor'u bire bir yaşayan insan olarak, geriye bakıp Trabzonspor adına da o kadar ileriyi görebilecek bir abimizdir.

AFFINIZA SIĞINARAK...

Bu yazının şimdi veya daha öncesinden yazılışından haberiniz yoktur. Şahsınızın bu gibi yazılardan rahatsız olduğunuzu da bilirim. Gelin görün ki sevgili abim; hepimizin ortak paydası Trabzonspor'un içinde bulunduğu acı tablo inanırım ki bizlerden daha çok sizin içinizi yakar onu da bilirim. Şu anki tablo karşısında Trabzonspor yoğun bakımda hayattan kopmuş, bütün yaşamsal belirtilerini kaybetmiş, binde bir yaşam sinyali ile nefes alırken, öncelikle sizin gibi, her konuda bilginize, doğru yerde, doğru zamanda yapacağınız hamlelere Trabzonspor'un ihtiyacı vardır. Kurtuluşun iki türlüsü vardır; birincisi önce kendi değerlerimize bakacağız. İşte bu noktada Trabzonspor adına ikincisine bakmaya gerek yoktur.