16 Nisan 2017 referandumu ile siyasi yaşamımız derinden etkilenmiştir. Bu etkilenmenin derecesini maalesef AK Parti hariç, ne diğer siyasi partilerimiz ne de halkımız tam olarak kavrayabilmiştir. AK Parti, MHP'yi yedeğine alarak bilinçli bir şekilde 2019'daki büyük randevuya hazırlanmaktadır. AK Parti ve MHP dışındaki diğer partilerin kendilerini nasıl bir geleceğin beklediğini dahi bilmeyen bir uyuşukluğun içinde olduklarını sezinliyorum.

AK Parti ve MHP önümüzdeki dönemlerde iş birliği yaparak çıkaracakları yeni uyum yasaları ile diğer partileri adeta sarhoş ederek bir boşluğun içine yuvarlayacaklardır. Çıkarılacak olan yeni seçim yasalarının içeriği önümüzdeki iktidar mücadelesini birinci derecede etkileyecektir. Çıkacak olan bu yeni uyum yasaları hiçbir zaman iktidar dışındaki partilerin istikballerini kolaylaştıran içerikte olmayacaktır.

Bu uyum yasalarının başında elbetteki yeni seçim yasası gelmektedir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, yeni seçim yasasında yeniden düzenlenecek olan seçim bölgeleri sadece iktidardakilere yeşil ışık yakacaktır. Yeni seçim bölgeleri ve yeni seçim sistemleri iktidarın arzuladığı şekliyle uygulamaya sokulacaktır.

Bilinmelidir ki, seçim yasalarının içerikleri iktidara gelecek olanların belirlenmesinde çok etkilidir. Unutulmamalı ki, ABD'de son başkanlık seçimlerinde Bayan Clinton seçilen Trump'tan milyonlarca daha fazla oy almasına rağmen başkan olamamıştır. Türkiye bundan böyle iki partili bir sistemle yönetilecektir. %50+1 alamayan siyasi partinin hiçbir etkinliği yoktur. Barajın düşürülmesinin de artık hiçbir anlamı kalmamıştır.

Ana muhalefet partisinin hatta parlamentonun dahi etkinliği adeta yok edilmiştir. 400 milletvekilinin altındaki parlamenter gruplarının hûkümeti denetim yetkisi devede kulak misaline dönüşmüştür. Yasama, Yürütme ve Yargı, seçilecek olan başkanın hükmi-şahsiyetine devredilmiştir.

Yani %50+1'in varsa iktidardasın, %50+1'in yoksa beş yıl sonraki yeni seçime kadar uslu uslu oturup bekleyeceksin. %49,9 oy alsanız dahi aldığınız bu oy oranı sizi iktidar yapmaya yetmeyecektir. Türkiye artık Amerikanvari iki liderin kafa kafaya mücadele edeceği bir sistemi içine sindirmelidir. 2019 için bütün seçim hazırlıkları bu sisteme göre organize edilmelidir. Gözlemlediğim kadarıyla AK Parti bu ikili seçim mücadelesine hazırdır.

MHP ile iş birliği halinde çıkaracakları yeni uyum yasaları da AK Parti'nin 2019'daki mücadelesinde işlerini kolaylaştıracaktır. AK Parti uyum yasaları çıkmadan erken seçim teklifine asla evet demez. Çıkacak olan yeni seçim yasasının kendine sağlayacağı avantajlardan yararlanabileceği anda da erken seçime evet diyecektir. AK Parti'nin rakiplerine gelince, onlar hala parlamenter sistemin 2019'da son bulacağını kavrayamadılar.

İktidar tarafından yaratılan sanal gündemlere takılıp zaman kaybediyorlar. Uyutuluyorlar. Fakat uyutulduklarının farkında dahi olamıyorlar. Ana muhalefetin yapacağı ilk iş, 2019'daki başkanlık yarışına gireceği adayı ve ekibini ciddi kamu oyu araştırmalarıyla hemen belirlemektir.

Tekrar ediyorum başkan adayı ve ekibi diğer siyasi güçler ve STK'larla iş birliği yaparak ciddi bir kamuoyu araştırmaları sonucu belirlenmelidir. Başkan adayı ve ekibi, hazırlanacak olan inandırıcı bir programla en kısa zamanda halkın huzuruna çıkarılmalıdır. Ana muhalefet açısından 2019 başkanlık yarışına odaklı olmayan hiçbir aktivitenin hiçbir yararı yoktur. 2019 başkanlık yarışı randevusuyla ilişkilendirilmeden geride bırakılacak olan her zaman dilimi muhalefetin hanesine kayıp olarak yazılacaktır.