Gazetecilik mesleğini icra etmeye başladığım günden bu güne dek şehrimizin ve bölgemizin en önemli ayağı turizm denir durulur. Turizmle ilgili pek çok kurum toplantılar, çalıştaylar, konferanslar yapar. Ve birçok kurum ve dernek bunlarla ilgili sonuç bildirgeleri açıklar. Ama bunlar hep lafta, söylemde kalır. Bir türlü hayata geçirilmez. Turizm bu bölgenin olmazsa olmazıdır der dururuz. Hep böyle söylenir ve örnekler verilir. Burada asıl anlatmak istediğim şu: Trabzon'da görev yapan valilerimiz her toplantıda "Turizm önemli, turizm bizim için vazgeçilmezdir" dedi. Bakanlarımız, milletvekillerimiz sürekli bu sözü tekrarlayıp durdu. Bu bağlamda Trabzon'da birçok vadi önce turizm alanı ilan ediliyor, sonra da yol çalışması yapılıyor. Peki sonra ne oluyor? Turizm projesi yapılacağı söylenen vadiye ya taş ocağı yapılıyor ya da turizmle ilgili olmayan yatırımlar yapılıyor. Turizm yatırımları ise bir anda sanki hiç konuşulmamış gibi unutuluveriyor.

TURUP PROJESİ İPTAL EDİLDİ

Bunlara örnek verecek olursak Araklı Turup mevkii... Buraya çöp tesisi yapılmaması için daha önce çok sayıda haber yapmıştım. Sürekli bu konuyu gündemde tutmuştum. Neyse bu ucube, akla ziyan çöp tesisi işini atlattık. Daha sonra buraya turizm tesisi kurulacağı konuşulmaya başlandı. İlk önce Katarlı iş adamları tarafından çok yönlü turizm tesisi yapılacağı söylendi. Projeyle ilgili görseller ve tasarımlar medya organlarında paylaşıldı. Araklı Limanı'na marina yapılacağı ifade edildi. Şimdi ise projenin iptal edildiği belirtiliyor. 

HANİ TURİZM VADİSİ

Bu projelere bir diğer örnek de Araklı Pazarcık mevkiidir. Her yıl burada şenlikler yapılır. Turizm kazandırılacağı söylenir, yazılır, çizilir. Ama o da ne! Bir bakıyorsunuz ki, Pazarcık'a taş ocağı tesisi kurulması için ruhsat verilmiş. Bu konuyu da haber yaptık ve gündemde tuttuk. Ve bu işi durdurduk.

Maçka'da bulunan Sümela Manastırı'nın geçtiğimiz yıllarda yaşadığı sorunlar ortada. Mulaga Vadisi'nde neler yapıldığı belli.

ZAMANINDA 'DUR' DEYİN

Tonya'daki Fol Deresi ve Akçaabat'taki Yıldızlı Vadisi'nin geldiği son noktadan kim hoşnut? Çaykara'daki Uzungöl Vadisi'nde yapılanlardan kim memnun Allah aşkına? Nereyi turizme kazandıralım dedikse buraları beton yığınına çevirdik. Doğallığını bozduk, mahvettik, yeşilliğini ortadan kaldırdık. Gelelim Santa Vadisi'ne... Burada kurulmak istenen bakır tesisine gerçekten de bir anlam veremiyorum. Santa'yı turizme kazandıracağız diye ortalıkta feveran edenler şimdi piyasada yok. Yahu böyle bir tarihi alana bakır tesisi kurulması hangi akla hizmettir? Böyle bir anlayış olabilir mi? Hiç mi bu konuda bir uzman yok? Bu işlere dur diyecek, bunlar yanlıştır diyecek birisi? Hani turizmle ilgili bol bol ahkâm kesenler, nutuk atanlar? Şu olacak, bu olacak diyenler? Turizm vadileri hep bu şekilde harap ediliyor, yok ediliyor. Hem de geriye dönüşü mümkün olmayacak şekilde. Biz de seyrediyoruz. Bazen düşünüyorum, bu işleri yapan bir gizli el mi var diye. Bu konularla ilgili herkes bir bakanın, başbakanımızın ya da cumhurbaşkanımızın olaya el atmasından sonra konuşmaya başlıyor. Herkese nedense bir anda cesaret geliyor. Ama iş işten geçmiş oluyor. Tıpkı Sümela Manastırı ve Sera Gölü'nde olduğu gibi.