SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > NELER Mİ OLUYOR?

NELER Mİ OLUYOR?

24 Nisan 2018 Salı - 09:21








24 Haziran seçimlerine doğru bugünlerde olup bitenler şudur:

Hak, hukuk ve hakkaniyeti merkeze oturtarak değil de,

“Amaca ulaşmak için her yol mubahtır” mantığı ile eldeki gücü kamu denilen toplumun tümü adına kullanma yerine, siyasi ve kişisel demokrasi (!) için kararları alanlar, başkalarına da aynı zihniyet üzerinden hesap yapma, yarar sağlama hakkını dolaylı olarak sunmuş olurlar.

Daha net ifadesi, “Kendine helâl kıldığını başkasına haram sayanlar” için olacağı budur.

Birileri de çıkar önce Cahit Sıtkı Tarancı’dan, “Haydi Abbas vakit tamam, Akşam diyordun işte oldu akşam” şiirini meyhane değil de, siyaset hesabına; “İttifak diyordun işte oldu ittifak” diye değiştirerek cümle alemin gözünün içine baka baka okur, erk sahipleri de; aynaya bakmayı unutup, başkaları adına “öküzün altında buzağı arar” dururlar!


*

Hadi biraz daha üst perdeden dem vuralım:

Çıkarlar için şeytana kapıyı aralayıp içeriye girmesine göz yumanlar, kendi adına ona “işin bitti” seslenerek çıkıp gitmesini bekleyemezler, beklememelidirler!

Ve de, “Hoca yellenende cemaat boca eder”in de atasözü haline gelecek kadar gerçek olduğunu unutmamalıdırlar! Anlatabildik mi?

SANTA HARABELERİ DEĞİL; HARABE EDİLEN SANTA!


İlk olarak 1993’te, son olarak da bundan 3 yıl önce 21 Nisan 2015’te “Sevdalı Taşköprülerden Gökyüzünde Saklı Kent”e başlığı atarak bıkmadan usanmadan yazdığım, ağzımda tüy bitene kadar dile getirdiğim doğa cenneti, turizm bereketi yer için gazetelerdeki “Santa Harabeleri” başlıklı haberleri okuyunca, kimi zaman güldüm, kimi zamanda kara kara düşünmedim değil.

Çünkü, Santa’yı; “Gökyüzüne Yakın Saklıkent” diye isimlendirerek araştırmalar yapan Prof. Dr. Nural Gündüzalp’in bilgilerinden yola çıkarak, yaklaşık çeyrek asırdır gezindiğim Santa’nın “Harabe” denilerek anılması, kamuoyunda bilinmesi karşısında kara kara düşünmeyip de ne yaparsın?

Hele hele, nüfus bakımından Trabzon’a, fiziki açıdan ise Gümüşhane’ye bağlı olmasının bile yıllarca sorun edildiği, çeyrek asır olmasa bile 20 yılda bitirilemeyen, şimdi ise Sayın İçişleri Bakanı Soylu’nun talimat ve beyanları ile “4 ayda bitirileceği”ilan edilen  yaklaşık 40 km’lik yolu ile ilgili garabetler ise ayrı bir sıkıntı kaynağı...

Onun için, 20 yılda bitirilemeyen, ama şimdi 4 ayda tamamlanacağı ilan edilen eksik kısım için, “Ancak gördüğüm zaman inanırım” demekten başka bir şey geçmiyor içimden. Çünkü, o kadar çok gerçekleşmeyen beyanla muhatap olduk ki!

Başkasının elinde olsaydı, değil yolunu 20 yılda bitirememek, 7 mahalleye yayılarak harap edilmiş tarihi eserleri bile şimdiye kadar onarılmış ve turizmin emrine sunulmuş olması kesin olan Santa için; “Bakan ziyaret etti. Öncekiler gibi söyledi gitti. Ama değişen bir şey olmadı” diye inşallah bu kez de konuşmayız, yazmayız.


BU DA MEHMET AKİF’İN SÖZÜ...

Mütefekkir, dava adamı, Türk-İslâm sevdalısı Mehmet Akif’in, hangi şartta olursa olsun “verilen söz” için söylediğini paylaşsam, “dün dediğini bugün unutarak lâf etmeyi sürdürenleri değerlendirmek” için yeter de artar bile.

“Bir söz ya ölüm veya ona yakın bir felaketle yerine getirilmezse mazur görülebilir.”

SÖZÜN SORUMLULUĞU...

Siyaset meydanında her ne kadar hep sözü söyleyenlere yükleniliyor ise de, sorumluluk noktasında iş düşünür Montaigne’in dediği gibidir:


“Sözün yarısı onu diyene, yarısı da dinleyene aittir.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap