Şüphesiz, yaşadığımız şehrimizin uygar ve dünya şehri olması ulaşımdan geçer. Zaman zaman görevli gittiğim Avrupa ülkelerinin şehirlerindeki caddelerine imrenmemek elde değil. İnsanlar rahat ulaşım sayesinde işlerine ve çalıştıkları kurumlarına rahatlıkla gidebiliyorlar. Caddeler tertemiz. İnsanın araçlardan inip doyasıya yürüyesi geliyor. Ülkemizde de bazı şehirlerimiz büyük oranda ulaşım sorumlarını çözdü gibi.

Ancak, yaşadığımız kent Trabzon, yakın tarihlerde bile ulaşım sorununu çözebileceğini zannetmiyorum. Düşüncelerimde ısrar ettiğim gibi şehrimizin batı ilçelerine yapılması gereken hizmetler her zaman zaafa uğruyor. Trabzon şehri giriş çıkışları ve kent içi trafik yoğunluğu vatandaşları bir hayli rahatsız etmektedir. İmparatorluklara başkentlik yapan ve geçmişte herkesin görmek istediği Trabzon’dan, artık insanlarımız zaruri kaçar oldu.

Büyükşehir Belediyesinin Trabzon’un dünya şehri olacağı söylemleri acaba ne zaman? Yıllarca ulaşım sorununu çözemeyen yetkililer ve siyasi rant uğruna bu güzel şehrimizde kirli hava solur olduk. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar günü kurtarma çalışmalarından öteye gitmedi. Sorunlar dağ gibi dururken sözde yeni projelerle gelişmişlik ivmesini kıskanıyorlar söylemleri gerçekleri yansıtmıyor.

Akçaabat’tan başlayan ve Yomra’ya kadar uzanan hafif raylı sistem düşüncesi biraz olsun kentimizi rahatlatabilir. Neden kazma vurulmadı bilinmez! Büyükşehir Belediyesi kendine ait otobüs sayısını artırarak yeni yerleşim bölgelerine daha rahat ulaşım sağlanabilir. Şehrimize yakıt nedeniyle hava kirliliği yetmiyormuş gibi, limandaki kömür kokusunu Çamlık sırtlarından hissedebiliyoruz.

Bizler Trabzon’un ismini böyle duyuramayız! Yaşanabilir bir kent olması için öncelikle ulaşım sorununu ve hava kirliliğini çözmemiş şarttır. Ülkemizde bunu başaran kentlerimiz var. Özellikle vurgulamaya çalıştığım bir konu da kent içinin ağaçlandırma çalışmalarını derhal yapılmasıdır. Şehir harabe görünümünden kurtulması şarttır.

Bizim için önemli bir konu da şu: Trabzon şehrinin caddelerinin dar oluşu nedeniyle yolun sağına ve soluna yapılan saatli parklar görüntü kirliliğini bir kat daha artırmaktadır. Bu güzel şehrimizde halkımızın beklentileri çok fazla. Dünya kenti olacak bir şehrin tabii güzelliğini bozmakla hizmet yapılmaz. Projeler günlük değil kalıcı olmalıdır.

Zira torunlarımıza emanet bırakacağımız güzelliklerimizi yok edemeyiz!