Bana göre en görkemli, en coşkulu, en kalabalık il kongresi gerçekleştirdi AK Parti.

Kongreye gelen partililer bana göre şu mesajı vermiştir:

Öncelikle 'Biz Reisçiyiz, Reis için canımızı veririz'...

'Ancak bakanımız Süleyman Soylu'nun da sonuna dek arkasında ve yanındayız.'

Açıkçası ben gerçekleşen il kongresini böyle okudum.

Zaten olması gereken de bu değil mi?

İl kongresinin muhteşem şekilde gerçekleşmesine vesile olan kişi başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dur.

Sonra parti teşkilatıdır.

Dolayısıyla Soylu bu kongreden yüzünün akıyla çıkmıştır.

İl kongresinin muhteşem geçmesi kendi hanesine önemli bir artı olarak yazılmıştır.

Soylu gerçeği pazar günü bir kez daha net olarak görülmüştür.

Hep diyorum ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra AK Parti'nin en önemli siyasi figürü Süleyman Soylu'dur diye. Yanılmadığımı bir kez daha il kongresinde gördüm ve yaşadım.

NE GEÇTİ ELİNİZE?

Yazık ve ayıp ettiler.

Hem de çoook.

İkisini de üzdüler.

İkisini de kırdılar.

Ne oldu?

Ne geçti elinize böyle yapmakla?

Bu mu ahde vefa?

Bu mu dava adamlığı?

Bu mu sevgi, saygı göstermek?

Kırdığınız, üzdüğünüz kişilere bir bakın bakalım şecerelerinde ne yazıyor?

Sizler belki bilmezsiniz ama iki ismin de AK Parti'ye büyük emeği vardır.

Kimsecikler daha ortada yokken iki isim İbrahim Keskin ve Ali Rıza Akdeniz AK Parti saflarında gecelerini gündüzlerine katarak, kapı kapı dolaşarak, partiye nasıl hizmet ederiz, partiyi nasıl büyütürüzün peşindeydiler.

Ne yaptınız?

Akdeniz ve Keskin'i üst delege yapmadınız.

Hani derler ya yel kayadan ne alır diye...

Siz de yaptıklarınızla bu iki isimden hiçbir şey alamayacaksınız, alamadınız da.

LİSTE TARTIŞILMAYA DEVAM EDİYOR

AK Parti Trabzon İl Kongresi gerçekleşti ama il başkanlığı listesine verilen tepkiler devam ediyor.

Arayanlar, sokakta yolumuzu çevirenler duygularını dile getirirken şunu seslendiriyorlar:

Liste nasıl yapıldı?

Hangi kriterlere göre listeye isimler yazıldı?

Liste içinize sindi mi?

Falan filan…

'Onu bunu bilmem gardaş' dedik bizi arayıp soranlara.

Ortada bir liste var.

Üstelik bu liste genel merkezin onayını almış.

Bunun altında başka bir şey aramak, bundan sonra hiç kimseye bir şey kazandırmaz.

Demek ki bu dönem böyle devam edecek.

Olup biteni herkes kabullenmeli.

Siyaset devam ettiği sürece böylesine olaylarla sürekli karşılaşılacak.

Bu ne ilk oluyor ne de son olacak.

Demem o ki durmak yok, yola devam!

Var mı başka bir şey söyleyecek olan bu sözün üzerine?

GENÇ'İN DEDİĞİ OLDU

Avni Aker'in yıkımı gündeme geldiğinden beri sergilediği duruştan ve söylediği sözlerden dolayı Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç'i tebrik ediyorum.

Helal olsun başkana.

Avni Aker yıkılmadan ve yıkılmaya başladığından beri Ahmet Metin Genç her defasında 'o alanı koruyalım, yeşillendirelim, kültür ve sanat merkezi, müze yapalım' dedi.

Başkan Genç dedi de dedi.

Ve gelinen noktada Avni Aker alanı, Başkan Genç'in söylemlerindeki gibi gerçekleşecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Trabzon İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada bunu teyit etti.

O nedenle diyorum ki, Ahmet Metin Genç, daha ilk baştan beri söylediği sözlerin arkasında durdu, durmaya da devam ediyor.

Bu gözden kaçmamalı ve kaçırılmamalı.

KADER Mİ DEMELİ?

Yahu bu kadar mı kolay ölüm?

Yahu bunun adına şimdi kader mi demeli?

Vallahi de billahi de cevap bulamıyorum.

Beraber topun peşinden koştuğumuz, aynı tabaktan yemek yediğimiz, aynı bardaktan su içtiğimiz kardeşimiz Yaşar Yıldırım'ı kaybettik.

Henüz gençti.

Bir sabah evinden çıktı, caddede yürürken bir binanın balkonundan kafasına mermer düşüp yaşamını yitirdi.

Dedim ya bu kadar mı kolay ölüm?

Ne demeli?

Nasıl anlamlandırmalı?

Şaşırdım kaldım.

Kardeşim Yaşar'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Mekanı cennet olsun.

Her ölüm erken olur derler ya, Yaşar'ınki de öyle oldu.