Öteye beriye atlamadan, etliye sütlüye karışmadan, sağa sola vurmadan, kıyısına kenarına dalmadan, öküzün altında buzağı aramadan, “amaca ulaşmak için her yol mubahtır” demeden, başka hesaba düşmeden, siyasete de karışmadan (!) gündemi meşgul eden “münafıklık” konusunda birkaç doğruyu kitabın tam ortasından ve de hak-hukuk penceresinden aktaralım. Yalansız, yabansız, yorumsuz!

*

Önce Münâfikûn Suresi’nin 4’üncü ayetinde Cenab-ı Allah ne buyuruyor? Ona bakalım: “Onlara baktığın zaman cüsselere hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı,sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi alehlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatıp döndürüyorlar. (Diyanet İşleri mealin den)

*

Sonra “münafık kime denir: Alametleri nelerdir? Münafıklık alalemeti bulunan münafık mıdır?” ona göz atalım:

“Müslüman olmadığı halde, Müslümanları aldatmak için Müslüman görünen kimselere denir. Bazı alametleri vardır. Biri bir kimsede bulunsa, o kimseye münafık denmez. Onda münafıklık alametleri var denir.”

*

Ve de Buhari’de; “Münafıklığın 3 alameti vardır. Yalan söyler. Sözünde durmaz. Emanete hıyanet eder” denir.

*

Benden bu kadar.

Varsın değerlendirmeyi Allah’ın “insan” diye yaratıp, akıl ile donatıp, iradesinden külli miktarı da verip, “kul” diye tarif edip, hesaba çekeceklerinden olanlar yapsın.

BU KİTAPLARI MUTLAKA OKUYUNUZ

İsmail Fandaklı’nın araştırma, hikaye, roman tarzında şiir gibi 10 yılda hazırladığı, 2 koca ciltlik “ARAFİLBOYÇÖMLEKÇİ” belgeselini...

*

Turhan Eyüpoğlu’nun 1914-1944 yılları arasında Trabzon’daki gerçek yaşamlardan yazdığı “VATANSaklı Maçka” romanını...

*

Bahadır Selim Dilek’in, “2011’den sonra ülkelerini bırakıp kaçan Suriyeliler, artık Türkiye için toplumsal, ekonomik ve daha önemlisi bir ulusal güvenlik sorunu haline geldiler” gerçeğini muhabirgazeteci kimliği ile rakamlara dayalı olarak irdelediği, araştırdığı “SURİYELİ GÖÇÜ”nü...

*

Hem de, şu gerçeği unutmadan:

“En yüksek medeniyette bile kitap okumak bir ayrıcalıktır.”