Söylediğimiz anlaşılmıyor sanırım. Şu halden kurtulmak için daha fazlası gerekiyor. "Üzerine düşeni yapıyor" yetmez. Hocası, futbolcusu çok daha verimli olmak durumunda. Ufak kayıplar bile kapanmaz yaralar açıyor. Galip geldiğimiz maçtan sonra borcumuz iki milyon azaldı derken bir başka sevinçliydi yeni başkanımız. Üzerine sonuncuyla beraberlik, sahanda mağlubiyet...

Bizimkisi bir iddia, "Daha iyi oynar bu futbolcu grubu". O seviyeyi yakalayana kadar vazgeçemeyiz. İsim, resim bakmadan işi takip ederiz. Oyunun istedikleri gerçekleştiği oranda yükselirsin. Sadece Burak Yılmaz'a araya, arkaya pas çok yavan kalıyor Trabzonspor'un hücumu. İki kenarın işleyişi, orta sahanın rakip kaleyi tehdidi, duran top organizasyonları, daha başka silahları olmalı takımın. Amaçsız, hedefsiz, sadece Burak'ı bulma üzerine kurgulanmış bir yapı olmaz, yetmez...

Yarı maliyetli şu Sivas takımı mesela. İki maçta da oyun organizasyonu bizden iyiydi. Savunurken, atağı hazırlarken, hücum anlarında aşağı yukarı hep benzer şeyleri deniyorlar. Çabuk kısa paslarla, baskıyı kırıyor, ters taraf hazırlıklı, topu aktarıyor, uygun şekilde kaymalar, pas geçişleri kalenin dibine kadar giriyorlar. Gol olsun olmasın, sonra bir daha, bir daha ezbere uyguluyorlar. O zenginlik, çeşitlilik, olgunluk bizim takımda yok. Futbolcu grubu kendi kendine oynayamaz. Konuşup anlaşsalar da uygulayamaz. Tahtada defalarca, sahada bıktırana kadar çalışılmalı, bir şekil olana kadar ısrar etmeli...

İnsan olarak Rıza hocayı severiz elbette. Kusur söyleyen haksızlık yapmış olur. Teknik taktik, takımı hazırlama, ilk on bir kurulumu, rakibe göre strateji, oyuna müdahale... Bu seviyede çok eksiklik gösteriyor Bordo-Mavililer. 

Bir de şu hoca değiştirme işi abartılıyor! Olmuyorsa, ısrar etmenin anlamı yok. Becereni bulana kadar devam. Rica minnet bedava gelmiyor ya! Parasıyla değil mi arkadaş, en iyisini alırım...

Kazanacak kadar pozisyon buldu Trabzonspor. Biraz şanssız, biraz beceriksizdi Bordo-Mavililer. Burak, Yusuf, Novak çok netlerini kaçırdı. Sivasspor'un kaçırdığı pozisyon yok gibiydi. 'Atamayana atarlar' maçı oldu desek yeridir...