SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > İlginç değil mi?

İlginç değil mi?

26 Ekim 2017 Perşembe - 09:10








Politikacılar kürsüye çıkarlar, geçmişi eleştirirler. Özellikle iktidar partileri geçmiş iktidarlara veryansın ederler. İktidar yanlılarından nasıl olsa sorgulayan, araştıran insanlar olmayacağını çok iyi bilirler. Otururlar Atatürk dönemine, kalkarlar geçmiş iktidarlara saldırırlar.

"Bak onların on beş senede yaptıklarını biz beş senede yaptık" gibi yaklaşımlarda bulunurlar. Tarih bilmeyen, Kurtuluş Savaşı koşullarını merak etmeyen insanların beyinlerini yıkamak kolay. Düşünebiliyor musunuz bir milletvekili, üstelik tarihçi, "Kurutuluş Savaşı diye bir şey yoktur. Şehit mezarları da semboliktir" diye ahkam kesiyor. Bu arkadaşımızın siyaset için yalan söylemesini gerçekten yadırgıyorum.

1923 yılına bakalım. Cumhuriyet’in kurulduğu yıllara, Osmanlı’dan sonraki Anadolu’ya bakalım. Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu’yu mezbahaya çevirmiş dış savaşlardan yeni çıkmış bir ülkeyi anımsayalım. Fabrikan yok, dikiş iğnesini bile dışarıdan alıyorsun, işçin yok, iş adamın yok, mühendisin yok, doktorun yok, uzmanın yok, tüccarın yok, barajın yok, elektriğin yok. Cepheden cepheye koşan gençler evlerine dönememişler.

Cephelerde şehit olmuşlar. “Burası Huş’tur Yolu yokuştur Giden gelmiyor Acep ne iştir” ağıtı boşuna yakılmamıştır. Tarla sürmek, harman yapmak, çobanlık kadınların sırtına yüklenmiştir. Bunu fırsat bilen kişiler kendilerine dört kadın almışlar. Yurttaşlık yasan yok. Çünkü Anadolu’da yaşayanlar yurttaş değil, padişahın kullarıydılar. Üniversiten yok. Ne gereği vardı okumuş insana! Padişahın fermanı her şeyi çözüyordu.

Bankan yok, para alışverişi için ticaret yapılmalıydı. Bu işi nasıl olsa azınlıklar yerine getiriyordu. Banka olmayınca ithalatın, ihracatın da doğal olarak yok. Sermayen yok. Sermayesiz ekonomi yumurtasız omlet gibidir. Bu koşullarda Mustafa Kemal, devletçiliğe yönelmeyip de ne yapacaktı Allah aşkına? Merkez Bankası 1930’ların ürünüdür. Etibank, Sümerbank gibi kuruluşlar kurulması ülkenin çağdaşlaşmasının temel koşuludur.


10-11 milyon nüfusun yüzde 95’i okur yazar değil. Kadınların okur yazar oranı binde üç civarındaydı. Anadolu’da kitaplıklar yok. Ama en kısa zamanda "Okuma Seferberliği" planı hayata geçirilmiştir. Okullarda tarih kitabı yokken kısa zamanda kendi tarihimiz yazılmış. Kendi ulusumuzu tanıma ve geçmişimizi öğrenme olanağını yakalamışız. Yok olmanın çukurunda var olmanın doruğuna nasıl çıktığımızı görmezlikten gelmek bence samimi olmamaktır.

Kısa zamanda Yunan'la dostluk kurulmuş. Avrupa devletlerinde saygınlık yaratılmış. Bunu başarmayı inkar etmek dürüst olmamaktır. 2017 yılına kadar geçen süreye bakıyorum da her iktidara gelen parti ve yöneticiler, ellerinden geldikçe ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmuşlar. Bugün her şeyimiz var.

Kurtuluş Savaşı’nda olmayanlarımız bugün var. Ama komşularımızla aramız yok. Ege’de adalar elimizden gitmiş. Elde edilen çağdaş kurumların altı boşaltılıyor. Kurumlar bir bir satılmış. Topraklarımız yabancılara peşkeş çekiliyor. Ama Mustafa Kemal’e saldırılar gün geçtikçe artıyor. Heykelleri taşlanıyor, yıkılıyor. Yazık!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap