Ülkemizin nüfusunun hızla artması, kırsal kesimden kente yoğun nüfus akışı nedeniyle kent merkezlerinde yaşayan vatandaşlarımızın nüfusu, genel nüfusumuzun %70'i oranına ulaşmıştır. Bu nüfus artışı kentlerde konut ihtiyacını artırdığı gibi okul ihtiyacını, derslik ihtiyacını da artırmıştır.

Gerçi son 15 yılda devlet bütçesinden en fazla kaynağın eğitime ayrılmasına, eğitime ayrılan kaynakların miktarının bütçenin %30'una varmasına ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili kuruluşların bütçesinin Milli Savunma Bakanlığı bütçesini aşmasına rağmen bilhassa kent merkezlerinde öğrenci fazlalığı nedeniyle okullar çift tedrisatlı öğretim yapmaya başlamıştır.

Gerek okul öncesi öğretim kurumları, gerek ilkokul, ortaokul ve liseler de sabahçılar-öğrenciler diye öğrenciler ikiye ayrılmış ve bir kısmı sabah saatlerinde, diğer bir kısmı ise öğle saatlerinde eğitim görmeye başlamışlardır. İkili eğitim her ne kadar zorunluluktan doğmuşsa da eğitim psikolojisi yönünden bazı sakıncalar doğurmaktadır. Her şeyden önce sabahçı öğrenciler sabahın köründe okula gitmekte, yeterince uyumadan, kahvaltı yapmadan servislerine binmektedirler. Mesela benim çocuklarım sabah 06:45'te servise binmektedir.

Bu servise yetişmek için de 06:00'da kalkmaları zorunludur. Sabah ezan 05:45'te okunmakta, camilerde ise sabah namazı 06:15'te kılınmaktadır. Yani çocuklar sabah namazı vakti içinde servise binmek zorunda kalmaktadırlar. Öğleciler ise evlerine yatsı namazı vakti dönmektedirler. Ayrıca zaman sıkışıklığı nedeniyle okullarda teneffüsler çok kısa tutulmakta, öğrenciler teneffüste daha sınıfın kapısından dışarı çıkamadan yeni ders zili çalmakta, dolayısıyla teneffüs yapamamaktadırlar.

Hükümetimizin sınıf sayısını artırarak tekli eğitime geçme faaliyetleri takdire şayandır. Hatta 2019 yılında tekli eğitime geçilmesi planlanmaktadır. Bu çalışmaların bir an önce sonuçlandırılması, daha çok sınıf yapılması ile ilgilidir. Hayırsever insanların okul yapması, okul yapamıyorsa ilave derslikler yaparak devlete yardım etmesi gerekmektedir. Böylece bir taraftan öğrenciler ve veliler rahatlayacak, çocuklarımız daha rahat ortamda yetişip ülkelerine faydalı insanlar olacaklardır.