Trabzon’daki siyasetin kısa analizine geçmeden önce...

Dünyanın her ülkesinde M.Ö. önce ve M.S. siyaset dille başladığı ve de dille biteceği öngörüsü kabul görür haldeyken ülkemizdeki siyasette de dilin bozulma süreci öylesine manasız bir eda ile hızlı bir şekilde vatandaşların ekseni etrafında yol almış. Vatandaşa örnekleri manasız ve de basitmiş gibi görünse de dildeki bozulma ısrarla itirazlarını sürdürüyor. Zihinsel planda çok daha derindeki bir bozulmanın 2019 seçimlerinde kendini göstererek can çekişen tarımla arkasında hayat öpücüğü bekleyen çiftçiler, günden güne bilinmez, anlaşılmaz formatlara giren eğitim müfredatı, ekonominin her dalda dünleri aratan görüntüsü, dış siyasetteki birliktelik yerini gel-gitlere bırakmışken...

İç siyasette ön yargılı olmasa bile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ifade özgürlüğü ve de demokratik haklar konusundaki görüşlerini açıklamasıyla aldığı tepkileri halk değerlendirdiğinde eğer eski Cumhurbaşkanı’nın da ifade özgürlüğü yoksa kimsenin de yoktur söylemleri halk arasında köşe başlarında konuşulmaya başlandığında oy kayıpları kaçınılmazdır.

Trabzon’da AKP-MHP’nin oyları hızlı bir şekilde erirken... Hayır cephesinin oylarının yükseldiği boşluktaki gezer oylarında bir rüzgara takılmadan AKP-MHP ittifakına gitmeyeceği, yapılan tüm anketlerde iç siyasetiyle, dış siyasetiyle, ekonomisiyle yorgun olan Türkiye’de vatandaş eskiden hangi partiye oy verirse versin onlar da bir şeylerin değişmesinin zamanı geldiği algısı ile cumhuriyet, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve de ülke huzurunu yaşama arzusu içerisinde kararlarını artık geç vermeyecekler konumunda görünüyorlar.

***

METALİN GRİSİ GİBİ!

Bu gözlem yukarıdaki tespitler ışığında Trabzon için yapılmıştır ki.

AKP’li belediye başkanlarının ve de AKP’li vekillerin halk gözündeki karnelerine bakıldığında vermiş oldukları vaatleri yapmanın çok uzağında, hatta Beşikdüzü Belediye Başkanı’nın ‘Seçilmeden önce söz verdiğim hiçbir vaadi yapmadım’ söylemi nasıl bir söylemdir ki halktan cevap beklenir? Oysa halk yorgundur, üzgündür, hastadır ama unutmayandır! Trabzon iktidar vekillerinin icraatlarını vatandaş denetlemesine denetler de haydi gösterin deseler Trabzon’da hayata geçirdikleri bir projeyi yaptılar da biz mi görmedik?

Sayın Ayşe Sula Köseoğlu milli tarım projesi açıklıyor, kardeşlerimiz alkışlıyor. Halbuki köylü marketlerden süt, tereyağı, yoğurt alıyor. İşte fındık Ferrero’ya mahkum edilmiş, var mı vekillerden bir tık?

Trabzon’un görünümüne bir bakın, eskisi daha güzel, hiç değilse yeşili vardı. 15 koca yılda ne yapıldı? Ayasofya Kilisesi cami yapıldı. ‘Olmaz’ dediler. Sanki Trabzon’un bütün sorunları bitmiş de cami eksiğimiz vardı. Tabi ki yapılacaktır. Bu şehrin % 99’ı Müslümandır. Eski bakanlardan Erdoğan Bayraktar’ın içine bir ateş düşmüş olacaktır ki öncü olarak sahne aldı ve molozda çöp depolama yerine cami yapacaklar. Ne diyelim hayırlı olsun, Allah kabul etsin niyetlerini. Karar aldılar, Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu 30 milyona tamamdır der. Cami dernek başkanı 50 milyon der. Sayın Erdoğan Bayraktar 65 milyon der. Nasıl bir iştir? Hiç mi bina, cami yapmadılar? Üç ayrı fiyat var. Halktan mı toplanacak? Bir muamma... Üstüne üstlük efendim Protokol-vIp Camii derler. Biri çıkıp demez ki yahu arkadaş Allah’ın evinde ayrımcılık olmaz. Cami Allah’ın kullarının nefislerinden kurtulup bir arada Allah’ın huzurunda manevi huzurla buluşma yeridir.

Yani Selim Şener’e yarın o kapıda Protokol–vIp Camii’ne girmeye haiz misiniz diye sorarlarsa, zabuşkan var mıdır derlerse, değilim efendim ben Maun suresine gönülden bağlıyım desem girebilir miyim? Şimdiden düşünmem mi gerekiyor? Kim yapıyorsa ismini koyun beyler. İşte kısa kesitlerdir ki gri gözlemdir!

Oy yelpazesi dönüşümü hayır bloğuna doğru yol alırken hız da kesmiyor bilesiniz. Trabzon’daki AKP kadrolarının birbirleri ile amansız bir mücadele ve de çekişme içerisinde oldukları. Metal rengi olan griyi yansıttığı için.

Bu da hayır blokuna umut veren bir gelişme olarak her alanda demokrasinin mavisi olarak algılanamamaktadır.

***

İKİNCİ GRİ GÖZLEM KESİTİ DE...

AKP yönetimlerinin düşük tonlu uyarılara bile halkın gündeminde böyle bir şey yok, biz halka bakarız, halkın OHAL’le de bir sorunu yok demeleri, bir mahkemenin diğer mahkemeyi vatandaş, kanun koyucu, kanun kollayıcı olmadığına göre kendi dünyasındaki düşünce hakkını sorguladığında arayışta olduğu yolu bulma noktasında zorlanmıyor. Artık bizde sevda pas diyenlerin ne kadar önde olduklarını şimdiden bilmek için!

İnsanlarımızın cumhuriyetin şefkati ışığında kör olanlar da görebilirler, sağır olanlar da duyabilirler gerçeğine bakmaları yeterli olacaktır.

Trabzon değişim gösteriyorsa Türkiye de değişiyor demektir. Günün de en iyi menüsü budur.