Hadi bismillah! Bugün, Karadeniz gazetesinde ilk köşe yazımla siz muhterem okurlarla buluşuyorum.

Elbette ki, bu ilk köşe yazım değil... Daha önce de, çeşitli gazetelerde yıllardır köşe yazıları yazıyordum, yine şu an, Allah izin verir de tamamlayabilirsem, bir kitap yazma çalışmam var. Artık, sizin gibi benim de son seçimim, “Karadeniz” gazetesi oldu. Allah utandırmaz inşallah.

Söz mü, söyleyen mi?

Bir sözü söyleyene değil, söylenen o söze bakılır. Söz doğru ise kim söylerse söylesin o söz kabul edilir.

Ama mutlak hakikati, mutlak doğruyu, İlahi kelamdan (Kur’an-ı Kerim’den), sünnetulahtan beslenen büyük zatların bildirmesiyle bulur ve biliriz.

“Üç hâkimin hükmünde hata aranmaz” deniyor: “Kalbin, kaderin ve ölümün.” Boynumuzu eğip, kaderin karşısına oturduk ve “ne diyecek” diye merakla bekledik. Sonuç olarak, işte buradayız...

Allah, yeniden başlayanların yardımcısıdır. Evet, bu gazetede ilk adımımız yahut yazımız olması nedeniyle, bir acemilik yaşayacağımız söylenebilir. Bu acemiliği, inşallah sizlerin de hoşgörüsü ile kısa sürede atlatırız...

Bugünden itibaren, bu sütunda yazacağız inşallah. Yazılarımızda, mümkün mertebe, gündemin geçiciliğinden uzak duracak, daha kadim meselelere yönelmeye çalışacağız. Bir anlamda, haber değeri olmayıp da, edebi ve ebedi değeri olan ve bizleri terakki ettirip, yüceltecek konulara değineceğiz. Dışımıza değil, içimize bakmaya gayret edeceğiz.   

Yazılarımızın çıkış noktası ise, şu cümleleri olacak: 'Bir şey yap güzel olsun. Huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin...

Bir şey yap doğru olsun. İnsanları yalanın ve yanlışın bataklığına düşmekten korusun. Rüzgâra ve akıntıya kapılmasın; kırılsın lakin eğilip bükülmesin. Bir şey yap ki; adil olsun. Haktan hukuktan ayrılmasın. Zalime haddini bildirsin, mazlumun payını versin...

BİRLİKTE HEDEFE KOŞALIM...

“Hürmet” ve “Merhamet” bu iki kavram, Allah'ın izniyle, anahtar kelimelerimiz arasında yer alacak. 'Ahlak eğitiminin başında hürmet duygusu gelmektedir. Çocuğumuza ilk sunulacak olan, hürmet duygusudur'.

Bir de şu var ki, 'Birliğe ulaştıracak yol, hürmet yoludur, bu aralar buna çok ihtiyacımız var: İlme hürmet, ecdada hürmet, bütün samimi isteklere hürmet...

Evvela, insana, inanca ve emeğe hürmet edecek, kıyıcı ve yıkıcı davranmaktan kaçınacağız. Eserleriyle bir dünya kurmuş olanların, cümle bile kuramayanlar tarafından kıyasıya 'eleştirildiği' bir devirde, hak ve hakkaniyet neyi gerektiriyorsa, onu yerine getirme gayretinde olacağız.

Hatırlatmak gerekir ki, istediğini söyleyen, istemediğini de işitir. Merhamet ise insan ruhunun kurucu unsurlarından biridir. Merhamet duygusunu yitiren kimse, bir daha kazanamamak üzere kaybetmiş demektir.

Bu yüzden, merhamet etmeye önce kendimizden başlayacak, sonrasında pişmanlık duyacağımız işlerden ve ifadelerden uzak durmaya çalışacağız.

Modern hayatın yorucu ve bozucu etkileri, kanaatime göre, en çok inancını yaşamak konusunda, çok kararlı olamayan kesimde kendisini göstermiştir. Kiraz, güzelliğine güvendiği için kurtlanırmış. Durumumuz belki de budur. Ve bu meseleler, güler yüzlü ciddiyet eşliğinde yazılmalıdır. Kimseden korkmadan ve kimseyi korkutmadan...

Değerli yazarlarımızdan biri, 'Modern zamanlar, insanların değil, kalabalıkların mutluluğunu düşünür' demişti. Hem kalabalığın bir parçası olmamak için direneceğiz hem de mutsuz olacağız. Çünkü bu kadar derdimiz ve meselemiz
varken, mutlu bir insan olmamızın imkânı yoktur.

BÜYÜKLER, BÜYÜK DÜŞÜNÜR...

Büyükler, büyük düşünür. İnsanoğlu yalnız dünya hayatını kazanması için yaratılmadı. Dünya, ahireti kazanabilmek için bir araçtır, amaç değildir. Dünya bir imtihan salonudur. İmtihanı biten salonu terk eder. Esas gaye imtihandan sonraki hâlin nasıl olacağını düşünmek olmalıdır...

Dünya hayatı çok kısadır, çabucak geçip gidiyor. Ne nimetleri kalıcıdır ne de sıkıntıları. Kabir hayatı daha uzun, ahiret hayatı ise ebedîdir. Biz, bizden ziyade büyüklerin büyük hazinesi olan büyük sözlerini sizlere aktarıcı olacağız.

İbret alabilirsek, inşallah kurtuluşumuza vesile olacaktır. Son olarak şunu söyleyelim: Bana ve size gelecek ve benden size ve sizden bana gelecek her türlü kötülükten Allah'a sığınalım...

Kış ve bahar hazırlıklarımızı yaparken ebedî hayatımızı unutmaz isek; hem dünyada hem de ahirette saadete kavuşabiliriz. Şu mübarek hikmetli söz ve akabinde ibret alınacak kıssa ile bugünkü ilk yazımızı şimdilik neticelendirelim. Devamına Allah kerimdir. Adâlet her işte, Hakk’ı bilmektir...

Allah ile gönül arasında perde yoktur. Ara, bul ve KURTUL.

Şimdilik, Allah’a emanet olunuz...