SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > DÜŞÜNCELERİM

DÜŞÜNCELERİM

13 Ekim 2018 Cumartesi - 09:12








Sayın Bakanım, Türk eğitim yaşamına umut oldunuz. Umarız yolunuzu kesmezler, umarım sizi harcama yoluna girmezler. Bir iktidar ve o iktidar döneminde defalarca değişen bir bakanın olduğu kurumda ulusal yapının oluşmasını düşünmek hayal olmaz mı? Tarikatlar, iktidara egemen olmak isteyen ideolojiler, elbette ki kendi amaçlarını gerçekleştirecek bir bireyi bakanlık koltuğuna oturtmak istemişlerdir veya isteyeceklerdir. Maalesef öyle de oldu. Kadrolaşma, etkili ve yetkili olma savaşı yıllarca devam etti. Bu gizli yaklaşım ulusal eğitimi siyasal eğitime dönüştürdü. Sanıyorum ki bakanlar içinde öğretmenler odasından çıkıp bakanlık koltuğuna oturan yalnız sizsiniz. Bu nedenle öğretmeni, öğrenciyi hatta eğitim-öğretimi yönlendirmek için alan bilginiz bizlere güven veriyor. Uluslar, kendi kahramanlarına sahip çıkmak zorundalar. Kendi kahramanlarını öğrencilerine, kendi toplumuna tanıtmak temel görevidir. Çünkü bu, ulusal birliğin temel koşuludur. Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrası yabancı ajanların etkisinde kalan bazı vatandaşlarımız, ulusal kahraman Atatürk’e ve silah arkadaşlarına dil uzatmaktalar. Hatta ders kitaplarından çıkartmanın gayreti içerisinde oldular. Sayın Bakanım, eğitim, üretim içindir.

Öğrencilerimizi; araştıran, sorgulayan ve üreten anlayışla ve program çerçevesinde eğitmek zorundayız. Zorundayız, çünkü dünya uzaya koşuyor, toplumlar çağ atlıyor, ilerlemiş uluslar, teknolojik, ekonomik açıdan dünya uluslarına egemen olmaktadırlar. Bu yaklaşım, geri kalmış ülkeleri elbette ki karamsarlığa itmektedir. Ben, 41 yıl devlet ve özel eğitim kurumlarında öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. Yasalara, yönetmeliklere ve geleneklere göre çalıştım. Mesleğimi sevdim. Her eğitim-öğretim başında sınıflara ilk gün gibi heyecanla girdim. Çünkü bizler öğretmen okullarında, eğitim enstitülerinde ve yüksek öğretmen okullarında alan bilgisi kadar mesleki bilgilerle de donatıldık. Çünkü bizler, yazılı ve sözlü sınavlarla özel seçilen öğrencilerdik. Fiziksel ve diksiyon yönünden kılı kırk yararak seçilen kişilerdik. Takdir edersiniz ki öğretmen, yalnız kara tahta başında ders veren kişi değildir. Öğretmen; giyimi ile davranışı ile bilgisi, kültürü ile topluma, öğrencisine, özellikle kendi çevresine örnek olmak zorundadır. Sayın Bakanım, eskiden olduğu gibi öğretmen erkekse günlük tıraşına, saç kesimine dikkat etmek zorunda olmalıdır.

Ayakkabıları boyalı, pantolonu ütülü, temiz gömlekli ve kravatlı olmalıdır. Bayan öğretmenler ise saç, yüz, tırnak bakımına önem vermeli ama aşırıya kaçmamalıdır. Kot pantolonla, kara çarşafla sınıfa girmemelidir. Etekler diz kapaklarının üstünde olmadığı gibi topuklarda da olmamalıdır. Kız öğrenciler özel okulda ise kendi okulunun formasını elbette ki giyecektir. Ama etek boyları diz kapağının üstünde olmasına izin verilmemelidir. Öğrencinin makyaj yapmasına izin verilmemeli, saçların bakımlı ve düzenli olması koşul ve ilke olarak benimsenmelidir. Devlet okullarında okuyan ilk, orta ve lise öğrencileri, bakanlığın benimseyeceği çağın koşullarına uygun forma ile ve öğrenciye yakışır saç bakımı ile okullarına devam etmelidirler. Sayın Bakanım, takdir edersiniz ki özgürlükler belirli kurallar içinde güzeldir. Özgürlükler fikirde, düşüncede kalırsa değerli olur. Öğretmenlik bir meslekse -ki meslektir- öğretmen, o mesleğin adabına uygun davranmak zorundadır. Eskiden olduğu gibi şimdi de öğretmen ve öğrencilerin uyma zorunluluğu olan kılık kıyafet yönetmeliğinin çıkarılmasını sizden beklemekteyiz. Saygılarımla.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap