Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından seçim tarihinin 24 Haziran olarak açıklanmasından sonra tüm Türkiye seçimlere kilitlendi. Varsa yoksa 24 Haziran seçimleri... Nereye giderseniz gidin, bir çay ocağı ya da kahvehaneye, hiç fark etmiyor, söz eninde sonunda seçimlere getiriliyor. Hep şu sorulara muhatap oluyorsunuz: Sence seçim ne olur? Kim milletvekili adayı olarak gösterilir? Bu gayet doğaldır ama normal olmayan, her seçimi adeta bir ölüm-kalım savaşı haline getirmemiz. Maalesef ülke olarak en kötü huyumuz budur. Tarihten gelen çok kötü bir alışkanlığımız bu: Her seçimi ölüm kalım savaşı olarak görmek. Oysaki, hiçbir seçim ölüm kalım savaşı değildir. Bir seçim, olsa olsa ancak demokrasi yarışı olur. Aşağı yukarı bu durum hep böyle devam etti. Evet, ülkemizde birçok sıkıntı var, terör sorunu, kutuplaşma, cepheleşme ve ekonomik sıkıntılar var. Ama bütün bu sorunların bizi bölmesine izin vermemeliyiz. Herkesin siyasi görüşüne, tercihine saygı duymalıyız. Hiç kimse birbirini siyasi tercihi nedeniyle ötekileştirmemeli, hain ilan etmemeli. Eğer sağduyulu, vakur davranmazsak bundan en çok ülkemizi bölmek isteyen iç ve dış odaklar memnun kalır.

BU DA GEÇER YAHU!

Bugüne kadar yaşadığımız bütün seçimlerde en çok söylenen, "Bu seçim Türkiye'nin dönüm noktası olacak, bugüne kadar yaşadığımız en önemli seçim bu seçim" cümlesidir.

Peki, hangi seçim Türkiye için dönüm noktası olmuştur diyebiliriz? Evet, bu niteliğe sahip AK Parti'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimleri dışında dönüm noktası olarak sayabileceğimiz birkaç seçim daha vardır. Ama bu seçimler hiçbir zaman her şeyin başı ya da sonu olmamıştır.

Ben hayatımda 'bu da geçer yahu' düsturuyla hareket eden biri olmuşumdur. O nedenle bir seçimden dolayı asla birbirimizi kırmayalım, hain ilan etmeyelim ya da birbirimize küsmeyelim. Gayet demokratik bir şekilde görüşlerimizi, davamızı, partimizin programlarını savunalım ama bunun yolu ne hakaretten ne küfretmekten geçer. Ne gerek var bu ölümlü dünyada birbirimizi kırıp dökmeye?

Özellikle sosyal medyada çok hakaretamiz, ötekileştirici bir dil kullanılıyor. Küfürler, hakaretler birbiriyle yarışıyor. Bana göre seçimler bir kavga aracı olmamalı. Sel gider, kumu kalır. Bu seçim de gelip geçecek. Biz yine aynı sokaklarda, aynı  mahallelerde birlikte yaşayacağız. Yüz yüze, göz göze geleceğiz... Lütfen birbirlerimizi kırmaktan, küsmekten vazgeçelim. Bir kez kırılan gönül, bir daha kolay yapılmıyor. Dostluklar ise bâki kalıyor.