ABD halkı başkanlık seçimlerinden önce söylem ve lider tiplerine bakarak, dünyadaki yeni güçlü lider değişim taleplerini sandığa yansıttı. Dünyada lider ağırlığı veren Tayyip Erdoğan ve Putin karizmada Obama’dan güçlü görünüyorlardı.

Amerika halkı lider kişilikli Donald Trump’ı tercih etti. Trump ilk konuşmasını yemin töreninde yaptı. Ayakları yere sağlam basıyor. Herkesin bildiği hangi Amerika’yı idare edecek? ‘Bekara karı boşamak kolaydır’ sözü gibi. Donald Trump, ilk konuşmasında Radikal İslam ile mücadele edeceğini söyledi. Trump İslam dinini bizim de tasvip edemediğimiz radikal örgütler üzerinden okumaya devam ediyor. Bu nedenle Türkiye ve İslam dünyası ile dış politikada sıkıntılar yaşar. En son Kudüs meselesi.

Donald Trump’la birlikte sadece Türkiye değil, bütün ülkeler ve dahası bütün ittifaklar açısından gergin bir bekleyiş için kum saati işlemeye başlamıştı. Bütün kampanya ve seçilmiş dönemi boyunca Trump, hem kapalı kutu olmayı başardığı hem de bu özelliğini pazarlamayı çok iyi becerdiği için bekleyiş de tabiatı gereği gergin olacaktır.

O kadar çok önemli ve sansasyonel vaatte bulundu ki, birkaçını yapması bile dünyanın baştan ayağa sarsılması için yeterli olacak. Kafasındaki ABD ve dünya, kimsenin hazır olmadığı bir kompozisyona işaret ediyor. Donald Trump’ın başkanı olduğu Amerika Türkiye’nin başkanlık sistemine karşı. Oysa Amerika kendileri partiden seçilmiş başkan ile idare ediliyor. Başkanlığa Demokrat ve Cumhuriyetçilerin geldiği gibi. Trump tam Türkiye’de yönetim değişikliği referandum belli olduğu gün koltuğuna oturdu.

Önce Amerika diyerek söze başladı. Amerika içindeki FETÖ gibi kambur yapıları temizlemesi bekleniyordu. Ama beklentiler boşa çıktı. Sistem kendisini zorladıkça geçen bir yıl performansı ile Red Kit çizgi roman serisini aratmayacak icraatlar sundu. 2018 yılında da dünyayı rahat bırakmayacak. İslam dünyası başta olmak üzere.