Cumhuriyetin 89. yılını tüm Türkiye’de olduğu gibi Ordu'da da coşkuyla kutladık. Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu, Ordu Lisesi önünde yapılan törenlerin arkasından akşam yapılan Fener Alayı yürüyüşü büyük ilgi gördü. Türk milleti olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 89. yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutlamanın onur ve kıvancını yaşıyoruz. Tarihte eşine az rastlanan büyük bir zaferle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı'nı yeni, güçlü bir devletle ve Cumhuriyet yönetimi ile taçlandırışımızın üzerinden tam 89 yıl geçti. Bağımsız ve müstakil yaşama arzusuyla elde edilen bu büyük zaferi, sürekli hale getirmek isteyen ve hedefi en baştan tam bağımsızlık ve de muasır medeniyetler seviyesini aşmak olarak belirleyen Mustafa Kemal Atatürk, bu hedeflere ancak cumhuriyet ve demokrasi ile varılabileceğini görmüş. Cumhuriyetimizi tıpkı kuruluşundaki temel mantıkta olduğu gibi, tam bağımsız, güçlü ve demokrasi içinde yaşayan bir dünya devleti olarak sürekli kılmak için bugün hepimize büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan günümüze kadar birçok zorlukla karşılaşmıştır. Ancak, çok sağlam temeller üzerinde kurulmuş olmasındandır ki bu zorlukların, sıkıntılı dönemlerin üstesinden gelebilmiştir. Zira bu temelde onbinlerce şehidin mukaddes kanı ve aynı bayrak altında birlikte ve bağımsız yaşama inancı ve azmi vardır. Büyük Atatürk’ün ortaya koyduğu ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ ilkesi devletin ve rejimin temelini oluşturmaktadır. Bütün bunların teminatı ise Cumhuriyettir. Türk milletinin verdiği destansı bir Milli Mücadele'nin ardından, Büyük Atatürk; ileri görüşlülüğüyle, çağdaşlık, eşitlik ve özgürlük alanlarında büyük bir düşünce devrimini başlatmış, yeni kurulan bu devletin demokratik bir Cumhuriyet olarak yoluna devam etmesi için gerekli inkılap ve yenilikleri süratle gerçekleştirmiştir. Bu nedenle büyük bir imparatorluktan sonra bu milletin tarih sahnesinden silinmemesi için zorlu bir mücadele sonunda elde ettiğimiz Cumhuriyete giden yolu çok iyi bilmek, anlamak, kavramak ve her zaman hatıralarımızda canlı tutmak zorundayız. Cumhuriyet bayrağımızı daha yükseklerde dalgalandırmalı, her alanda ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine taşımalıyız. Millet olarak ulusal bayramımızı kutlamak için meydanları halka kapatanların tarihi içinde yerlerini almaları, halkına biber gazı sıkan, barikatlar koyduranların da bayramı olduğu hiç unutulmamalıdır. Her nerede olursa olsun bu büyük kurtuluşun zaferini yani ulusal bayramını milletçe herkesin istediği yerde kutlama hakkı vardır diye düşünüyorum. Yasakçı zihniyetlerin sonunda karşısında millet iradesinin verdiği cevap her zaman tarihi de durmaktadır. Aslında ulusal bayramına sahip çıkan birçok ülke insanı şu mesajı da vermiş: Ben hem inançlı hem de Atatürkçüyüm ve cumhurriyetçiyim. Ve ilave olarak "Kimse benim düşüncelerime baskı koyamaz" demiştir. Cumhuriyetimizin 89. yıldönümünde, bütün halkımızın ve geleceğimizin ümidi olan çocuk ve gençlerimizin, bu büyük coşku içinde kutlamış olduğu Cumhuriyet Bayramı'nı bu cennet vatanı bizlere emanet eden Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile onun silah arkadaşları başta olmak üzere, vatanı uğruna canlarını ve kanlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla anmış olmanın mutluluğu ve huzuru içinde o yüce insanların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.