Bu şehrin her yerinde bir tek Haluk Pekşen varken sizler neden seçilirsiniz, neden bu kurullara aday olursunuz?

Her söyleminizde benim gibi yüce kurtarıcı 'Mustafa Kemal Atatürk' varken...

23 Nisan gelir bakarız, bir dekorasyonunuz yok.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gelir, sizlerin katkıları ile gerçekleşen bir gazete ilanı, günün anlamını yansıtacak, bu partinin kurucusuna yakışır, yüce kurtarıcıyı anlatacak bir hamleniz izlenmez.

İşte 10 Kasım!

Nasıl sormayalım?

Bu ülkeyi yoktan var eden, bizlere kimliğimizi veren, var olma nedenimiz olan Büyük Önder için şartlarınız ne olursa olsun bir alo deyin, bir bakın ki neler yapılıyor, birliktelikte nasıl buluşuluyor! Böylesine nazik konuları es geçenler olabilir lakin bizlerin öyle bir lüksü yoktur, olmamalıdır da.

Hiçbir yerde olmamaktan bir alo demek daha iyidir beyler!

Biliyoruz ki hayatımızın her devresinde bizlerden de sonra doğan her Türk insanı için de ülkenin teminatı 'Yüce Önder'dir. Onun önderliğidir ki tüm dünya onun liderliği karşısında hala eğilmektedir.

Atatürk'ün ölümünden sonra, 90 yıl ülke yöneten tek lider olduğunu anlatmamız için her sosyal demokrata düşen görevler vardır.

Oturduğunuz koltukların da gereği budur. Sadece birazcık duyarlılık gerekir ki cumhuriyetimiz için, memleketimiz için daha üst seviyelerde temsiliyet bizlere, hepimize düşmektedir.

"Her şey bir gün aslına rücu edecektir" sözü ortada iken işte bakın ilk işareti geldi ve de hep beraber yaşıyoruz. Bu ülkenin kaderi, bu ülkenin huzuru Atatürk'ün göstermiş olduğu yolda yürürken 19 Mayısları, 23 Nisanları, 29 Ekimleri, 30 Ağustosları, emanet edilen değerleri, 10 Kasımları yaşarken yaşatmalıyız.

Ben üzülürken sizler de üzülmelisiniz beyler!