Avrupa kupalarına katılma yolunda Trabzonspor için kritik bir virajdı Ankara deplasmanı. Bu maçta alınacak galibiyet BordoMavili takımın hedeflediği yolda önemli bir pozisyon almasını sağlayacaktı. Bu bilinçle maça iyi bir giriş yaptı Trabzonspor. Sosa ile organize gelen Bordo-Mavililer Novak ile bulduğu golle öne geçti. Osmanlıspor ne olduğunu dahi anlamadan Karadeniz ekibi Kucka ve Yusuf işbirliğiyle farkı ikiye çıkardı. Sahada kontrolü elinde tutan ve maçın tansiyonunu istediği gibi düşürüp çıkaran Bordo-Mavililer bence bu sezon en iyi ilk yarı mücadelesini sergiledi.

Ancak ikinci yarıda Abdülkadir’in hastalanarak maça devam edememesinin ardından teknik direktör Rıza Çalımbay oyuncu tercihi ile rakibe adeta ikram sundu. Çalımbay’ın genç oyuncunun yerine Bero ve N’doye’yi değil de Pereira’yı tercih etmesi Osmanlıspor’a adeta can suyu oldu. Bir anlamda Trabzonspor’un galibiyete gittiği yolda el freni oldu Çalımbay. Bir kere şu gerçeği kabul etmek gerekiyor: Rıza Çalımbay Trabzonspor’un hocası olmadığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kimse kimseyi kandırmasın. Eğer Trabzonspor geleceğini iyi planlamak istiyorsa ve planlarının içinde Rıza Çalımbay varsa bu, Bordo-Mavili kulüp için ihtihar ile eş değerdir.

Sonuçta galibiyet için bir 45 dakikanın yeterli olmadığı gerçeği ortada duruyor. Trabzonspor büyük takımdır. Ancak büyüklüğüne yakışır mücadele etmek zorundadır. Bir 45 dakika ile çözülecek iş değil. 90 dakika her şeyini ortaya koyan, izleyenlere keyif veren bir takım kimliğine bürünmelidir. Avrupa kupalarına katılma yolunda yara alan Trabzonspor’un bu maçtan çıkaracağı çok ders var ve takım kalan 5 maçta bunları tekrarlamamalı. Aksi halde bir sezonu daha boşa kürek çekerek tamamlarız. Benden söylemesi.