Bizi izlemeye devam edin 35 yıl önce başladığı yayın hayatıyla bölgeye yeni bir soluk, yeni bir heyecan getirdi Karadeniz gazetesi. Bildiği doğrulardan ödün vermedi, haksızlığın üzerine korkusuzca yürüdü, göğsünü gerdi. Objektif ve ses getiren haberleriyle bölge gündemini belirlemede üzerine aldığı sorumluluğu bugüne kadar layıkıyla yerine getirdi. Her babayiğidin harcı değildir bölgenin lider, Türkiye’nin yerel bazda önde gelen gazetesi olmak. Yaygın medyanın da önüne geçerek spora damgamızı vurduk. Özel haber ve röportajımızla bomba işlere imza attık. Bu yolda ilkelerimizden ödün vermedik, doğrulardan ayrılmadık. Hiçbir zaman taraf olmadık. Sporda bölgemiz adına taraf olduk. Bize yürüdüğümüz bu yolda güç veren, ışık tutan Devlet Eski Bakanı ve Trabzonspor Onursal Başkanı Sayın Mehmet Ali Yılmaz'a, Tek-Art Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Soner Yılmaz'a tüm çalışma arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum. Elbette bizleri soluksuz yolculuğumuzda yalnız bırakmayan okurlarımızı unutamayız, onlara da sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Çünkü sizler bizim için her zaman vazgeçilmez oldunuz. Bizi izlemeye devam edin. Dik dur eğilme! Trabzonspor'da günlerdir Zokora ve Colman tartışması alevli bir şekilde sürüyor. Hatta kadro dışı bırakılan iki futbolcu için başkan ile teknik sorumlu Hami Mandıralı'nın arasının açık olduğu, genç hocanın yeni sezonda takımın başında olmayacağı ileri sürülüyor. Şunun altını bir kere çizelim ki, Mandıralı Zokora ve Colman'a karşı takındığı tavırda yerden göğe haklı. Kimse kusura bakmasın, siz takımın sorumlusunu takmazsanız, kendi başınıza buyruk şekilde hareket ederseniz, arkadaşlarınızın alın terine haksızlık ederseniz sonuçlarına katlanırsınız. Hiç kimse Trabzonspor'dan büyük değildir. Mandıralı'yı iki oyuncu konusunda aldığı cesur karardan dolayı kutluyorum. Kim ne derse dersin, kim hangi hesap içerisinde olursa olsun sen kimliğinden ödün verme, dik dur, eğilme. Unutma ki, taraftarın hep seninle! Ne günlere kaldık! Benim içime sinmiyor, ya sizin? Trabzonspor'un Avrupa kupalarına katılmasının başarı gibi lanse edilmesi bordo-mavili renklerin sevdalısı olarak beni kahrediyor. Ey gidi günler! İple çekerdik yeni dönemin başlamasını, takımımızın zafer nidalarıyla sezona start vermesini. Şimdi ise sıradan bir kimlikle, sezon başında verilen mesajlarda 'şampiyonluk' kelimesinin kullanılmamasına hassasiyet gösteriliyor. Ben bunu kabul edemem. Benim gibi Trabzonspor'a gönül verenlerin de kabul edeceği bir şey değil bu. Yola çıkılırken 'Avrupa masalı' ile kimse kimseyi kandırmasın. Görünen köy kılavuz istemez. Bu, mevcut yönetimle olacak bir şey değil. Karanlık çökünce yürüyüş yoluna..! Havaların ısınmasıyla birlikte sağlıklı yaşam için kendini spora adayan kişilerle doldu taştı Faroz-Beşirli yürüyüş yolu. Ben de bu fırsatı kaçırmadım ve sporun coşkusuna kendimi bıraktım. Öyle bir kalabalık vardı ki adımlarımızı bile seçerek atmaya çalışıyorduk. Buraya kadar her şey güzel; çirkin olan bir şey vardı: Böylesine güzel bir parkurda ışıklandırma olmaması. Karanlık parkurda insanlara çarpmamak için, 3 metre önümüzde neyle karşılaşacağımızı bilmeden seçerek atıyorduk adımlarımızı. Yavaş yavaş giderken karanlığın üzerimize çöktüğü ortam sporun güzelliğini gölgeledi. Bırakın insanlar sporunu büyük mutlulukla yapsın, bırakın ışıklar Trabzon’un güzelliğini yansıtsın. Bu karanlık zihniyetten kim sorumluysa lütfen göreve! Eserinizle gurur duyun Son Erciyes zaferinin ardından bir kez daha gündeme taşındı pilot takımın işlevi. Şimdilerde 1461 Trabzon'dan kadroya dahil edilen 8 futbolcudan bahsedilip Trabzonspor'un geleceğinin şekillenmesindeki rolünün ne kadar büyük olduğundan dem vuruluyor. Bırakın alttan yukarıya oyuncu çıkarmayı pilot takımın şu anda düştüğü durum içler acısı. Parasızlığa mahkum edilen, değersiz hale getirilen bordo-mavi-beyazlı ekibin kümede tutunması artık mucizelere kaldı. Sadri Şener döneminde satılması için kırk takla atılan, İbrahim Hacıosmanoğlu yönetiminde yok sayılan ve birilerine servis edilen 1461 Trabzon'u bu duruma düşürenler utansın.