Uygarlık tarihi boyunca milletler varlıklarını idame ettirmek için birçok yola başvurmuşlardır. Kimi zaman savaşmışlar, kimi zaman bazı haklardan vazgeçmişler, kimi zaman da diğer devletlerle anlaşmalar yapmışlardır. Ülkeler I. Dünya Savaşı'ndan sonra çıkan anlaşmazlıkları yenebilmek için çok çaba sarf etmişlerdir.

Milletlerin savaşta yaşadıkları kötü günleri bir de savaş sonrası endüstri, tarım ve ulaştırma gibi gelir kaynaklarında yaşanan azalmalar izledi. Açlık ve yokluk kendini iyice hissettirmeye başladı. Milletler bu karmaşanın ve acı tabloların ancak barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine karar verdiler.

Bunun sonucunda 28 Nisan 1919’da Milletler Cemiyeti antlaşmasını imzalayarak Milletler Cemiyeti'ni kurdular. Ancak bu cemiyet etkili olamadı ve II. Dünya Savaşı çıktı. Bunun üzerine 26 ülke temsilcisi insanlığın yaşadığı bu acı savaşların yıkımından kurtulmak için ortakların bildiri yayınladılar ve Birleşmiş Milletler yasasını hazırladılar.

Birleşmiş Milletler'in amacı uluslararası güvenliği sürdürmek, ülkeler arasındaki iyi işleri pekiştirmek, ekonomik, sosyal, kültürel iş birliği sağlamak ve insanlık sorunlarının çözümünde temel hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesinde birlikte çalışmalar yapmaktır. İnsan hakları konusunda evrensel düzeyde en kapsamlı gelişme şüphesiz ki BM’nin kurulmasıdır.

24 Ekim 1945 tarihi Birleşmiş Milletler örgütünün kuruluş tarihidir. Bugün BM’nin 176 üyesi vardır. Uluslararası en büyük kuruluştur. Bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. Örgüte üye tüm ülkelerde 24 Ekim Birleşmiş Milletler Günü olarak kutlanır. Bu günü kutlamamızın amacı BM’nin kuruluş amacını anlatmak organlarını tanıtmak ve çalışmalarını, çabalarını gelecek nesillere aktarmaktır.

Birleşmiş Milletler'de kalkınma programının başına 2005 yılında ilk kez bir Türk (Kemal Derviş) getirilmiştir. Bu bilgiye de bakarak BM’nin aktif bir üyesi olduğumuzu unutmamalıyız.