Rize’de sakin geçen bir bayram yaşandı. Gelenek haline gelen bayram çadırı bu kez kısa bir  bayramlaşmaya sahne oldu. Bayramın ikinci günü Belediye Parkı’nda kurulan bayram çadırına Rize Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Milletvekilleri Hasan Karal, Osman Aşkın Bak ve Hikmet Ayar’ın yanı sıra bürokratlar ve bazı STK başkanları geldi.

Her bayramda kurulan çadırda bayramlaşma saat 14.00’da başlaması beklenirken 13.30’da başladı ve bir saat bile sürmedi. Artık millet bayramlaşma yerine kavurma ve pilav yemek için yemek kuyruğunu tercih etmeye başladı.Tabii el sıkma yerine mideyi doldurmak bayram yerinde daha çok tercih edilen oldu. Kısa süren bayramlaşmanın ardından bürokrat ve STK başkanları Çaykur TIR’ı üzerinde derin bir sohbete daldılar.

1 saatlik bayramın ardından gündem yine siyaset oldu; ülke meseleleri, Rusya ve İsrail konuşuldu.Bu arada bürokratlar arasında yer alan Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun ‘peçete ile çaydaki suların kurutulması’ konusu da gündem oldu.

Peçete işi Sütlüoğlu’nu bayağı yordu ve zor durumda bıraktı. Sütlüoğlu arife günü beni arayarak bu konuda düşüncelerimi sordu.Peçete olayının yanlış bir uygulama olduğunu, 70 yıldır çayda uygulanan yüzde 10 su darası kesintisinin daha doğru olduğunu, su yerine çaydaki yabancı madde oranlarının tartı ile orantılı olarak çaydan kesilmesinin daha doğru olacağını söyledim. Uzun uzun bu konuyu konuştuk.

Genel Müdür o akşam çıktığı yerel TV’de bu uygulamanın kaldırıldığını açıkladı.Doğrusu da bu zaten.Sütlüoğlu’nun bugüne kadar uygulamaya koyduğu Didi, kaliteli çay üretimi, çay çeşitlendirilmesi,randevu sistemi, yeni alanların yazılması gibi birçok projenin altına hiç tereddüt etmeden imza koyarım.

Ancak peçete ile çayın kurutularak çay darasının alınması akla ve mantığı yatan bir olay değil. Nitekim yapılan çalışmalarda çaydan yüzde 6,5 ile 8,5 arasında su oranı çıktığı ortaya çıktı. Çaykur yıllardır çaydan yüzde 10 su kesintisi yapmakta.O halde buna gerek olduğunu düşünmüyorum. Asıl önemli olan elit ellerin hasat etmediği çaylar...

Gürcülere teslim ettiğimiz çay bahçelerimizde ton işi toplayan Gürcü işçiler çayın geleceğini kararttıkları gibi çay fidanında ne varsa çay bezlerine koymaktalar.İşte bizim sorunumuz bu.Çaykur ve özel sektör artık bu  işe ciddi manada eğilmeli, çay bezleri açılarak bir kilo yaş çay alınarak yapılacak incelemeler şeffaf terazide tartılıp kilogram hesabı yapılmalı.

Yani bir kiloda çıkacak olan çöp oranı üreticinin vereceği çay oranından eşit olarak düşürülmeli,bu sayede hem çayda kalite artar hem de yabancı işçiler artık kendilerine çeki düzen verirler.Bu bayramda da çayı konuştuk. Eeee o kadar olsun, ne de olsa çayın başkenti Rize ve Rize’de gündem çayla başlar, siyasetle biter.