SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > ADRİAN, WARİS VE YUSUF...

ADRİAN, WARİS VE YUSUF...

04 Aralık 2014 Perşembe - 11:30








Waris ile 6 Milyon Euro bonservis bedeli karşılığında... Polonyalı oyuncu Adrian ile de 5 Milyon Euro’ya anlaşıldığını biliyoruz. İki oyuncu için de ortak görüş sahipleri, kaliteli oyuncular olduğu noktasında birleşiyor. “Ancak Adrian’ın, Trabzonspor’a ederi karşılığında faydası olmadı.” Şimdi Waris’le de benzer şeyler yaşanıyor. “Bu oyuncunun günümüze kadar sergilediği performans, sanki Trabzonspor’a ikinci bir Adrian vakası yaşatacak gibi görünüyor.” Dilerim böyle bir durum yaşanmaz. Diğer yandan Yusuf’un performansına bakıldığında... Ersun Hoca’nın hem savunma, hem de atak oyunu benimsemesi için... İki yönlü oyunda da başarılı bir çizgiye ulaşması adına... Oyuncusuna yüklediği bu görevi, Yusuf da sarf ettiği çaba ve aldığı mesafeyle... Hocasını mahcup etmeyeceğini... Metalist maçının ardından özellikle Gençlerbirliği maçındaki pozitif oyunla göstermeye çalıştı. Kulübe maliyeti bu oyuncularla mukayese edilemeyecek noktada olan Yusuf’la ilgili yorumu sizlere bırakıyorum. YILLARDIR AYNI YÖNTEM... Gençlik yıllarımızın büyük bir bölümünü, maçları radyodan heyecanla dinleyerek geçirdik. Ta ki, 1971 Yılında İzmir’de Karşıyaka-İstanbulspor maçıyla TV yayınları başlayana kadar... Halit Kıvanç’ın, en ince detayı dahi göz ardı etmeden; Stadyumun atmosferinden zeminin durumuna kadar... Rüzgârın hangi yönden, ne şiddette estiğinden... Oyuncuların giydikleri her türlü objeyi rengiyle, şekliyle adeta gözümüzün önüne getirirdi... Stadyumda hissederdi insan kendisini adeta. Ertesi gün gazetelerden maçla ilgili haberleri, kritikleri okuyabilmek için can atardık. O yıllar maç kritiği okumak, hepimizin için ayrı bir tutkuydu. Sonuçta, görmediğimiz maçın bir nevi özeti yapılarak okuyucuya aktarılırdı. Büyük bir keyifle okuduğum “Spor Yazarlarının Balzac’ı Rahmetli İslam Çupi favori yazarımdı.” Sinemalarda film öncesi maç özetleri Orhan Ayhan’ın anlatımıyla gösterilirdi. Bu 5-10 dakikalık maç özetini izlemek için aynı filme birkaç defa gidenleri bilirim. Misal; Sadi Tekelioğlu... Maç özetini izleyip, filmi izlemeden sinemadan çıktığımız çok olmuştur. Bugün durum çok ama çok farklı bir hal aldı Çok kanaldan yurt içi, yurt dışı yığınla maç izlenebiliyor. Artık meraklısının izleyemediği maçın olmadığı noktaya gelindi. Haliyle, seyredilen maçın kritiğini okumak, doğal olarak eskisi kadar cazip gelmiyor. İstisnalar dışında genel de kritikler, yıllardır belirli bir kalıba göre kaleme alınıyor; Şöyle ki; “İki takım için maçın önemi... Hangi sistemle sahaya dizildikleri... Önemli anların dakikalar şeklinde satırlara aktarımı... Sonucu etkileyecek anın “kırılma noktası” olduğunu belirtmek... Ve maçın hakeminin yönetimiyle ilgili değerlendirme yapılıp, sonuçlanan maç kritikleri şeklinde” yazılıyor. Günümüz teknolojisi yukarıda saydıklarımın daha da fazlasını anında önünüze koyabiliyor. Bence, özellikle maç kritiği yazmanın yanında, arada bir maçtan birkaç gün önce, o maçla ilgili öngörüşlerini okuyucuyla paylaşılan yazılar kaleme almak daha isabetli olacağını düşünüyorum. Neticelenmiş olayların ardından konuşmak... O olayı yorumlamak, analiz etmek, yazmak pek zor iş değil! O bakımdan maç öncesi yazıların okuyucu için daha cazip geleceğini... Bu tür yazılara daha fazla ilgi göstereceğini düşünüyorum.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap