Her yılın 12’nci aylarında bazı kesimlerde bir yılbaşı heyecanı alıyor. Her yılbaşında olduğu gibi bu yıl da ülkemizde kimi kesimler Noel konusundaki yüksek hassasiyetleri nedeniyle bunun "bizim kültürümüze ve dinimize ait olmayan, Hristiyan/ pagan kökenli bir inanış".

Bir dini ayın ile kapitalist tüketime bağlı fütursuzca yapılan yılbaşı kutlaması geleğenin ayrı değerlendirilmesi taraftarıyız. Hristiyan dünyasında bütün dikkatler Noel Baba’ya çevrilirken, ülkemizde yılbaşı bileti çılgınlığı yaşanıyor. Bütün dikkatler orada birleşiyor sanki.

80 milyonluk ülkede 90 milyon adet piyango bileti satılıyor. Burada uzun uzun düşünmek lazım. Bu sadece bizim değil bütün dünyanın sorunu. Bizi ilgilendiren kısmı. Üzüntü veren kısmı insanların ter dökmeden, gayret göstermeden çalışmadan hızlı zengin olma hayali, erken köşeyi dönme veya bulunduğu sıkıntılı ortamdan kurtulma düşüncesi bilet alması. Hepsi arkasında maalesef vahşi kapitalist düşüncenin etkisi olmuş olabilir. Milli Piyango kuyruğu metrelerce uzayıp gidiyor. Toplumda milli muhafazakar değerleri taşıyanlar bile çekinmeden rahatlıkla kuyrukta görülebiliyor. Oysa ter akıtılmayan, emeğe dayanan bir varlığın getirisi hiçbir zaman fayda etmemiştir. Maalesef insanlar kurtuluşu Nimet ile başlayan Abla ile biten bilet satış yerlerinde aramakta. Abla ve Nimet isimleri bile bu işle yan yana hiç oturmuyor. Haram olmasının yanında vahşi kapitalizmin insanlığa dayattığı bir oyundur. Umudunu piyango biletlerine bağlayan halktan, hastalıklı bireyler türer. Cinnet geçirerek kendini ve yakınlarını öldürenlerin sayısı artmaktadır.

Elbette şiddetli geçimsizlikler de vardır. Piyango bir umut tacirliği gibidir. Umut ve hayal kurdurmakta. Göçmen kaçakçılarının sattığı umuttan yaşanan fecaatler ortada. Geçmiş yıllarda bakıldığında piyango biletinden zengin olup da mutlu olan bir kişi var mı? Milli veya yabancı bütün şans ve talih oyunları zenginliğin hayal oyunlarıdır. Bütün bunlara rağmen insanların haram olması bir yana, sosyal olarak ta bu kadar fecaati gördüğü halde hâlâ umut peşinde koşmasını anlamak mümkün değil. Sorumlular halkı bu sendromdan kurtarmak için neşter vurmalı. Neden niçinleri araştırmalı. Değerlerin yok edilerek kazançlar haram denizinde aranmamalı.