Şu sıralar dersem, 2-3 gün, ya da 2-3 ay sanmayın! En az 2-3 yıl hesaba koyun!

O da, Trabzon'un Arsin ilçesinin "durdurulamayan yükselişidir."

Hele hele son 2 yılda herkesin akın akın eylediği yerin Arsin Sahili olduğunu söylesem, belki de inanmazsınız!

O zaman gidin görün!

Giderek görmeye vakti olmayanların ayağına da Belediye Başkanı Erdem Şen, "365 Gün Arsin" gibi fotoğraf etkinlikleri ile de götürüyor zaten.

Her ne kadar,Sayın Şen'in de ifade ettiği gibi,"Fotoğraflar tam olarak 365 günü yansıtmasa da", Arsin'in tanıtımına katkı sağlıyor.

Ama, öncelikle Arsin sahilinin yüksek dron ile akşam saatlerindeki Arap turizmi yoğunluğunda fotoğrafının çekilip, Türkiye'ye değil, tüm dünyaya servis edilmesi, hareketliliği bir kaç kat artıracaktır.

Bizden hatırlatması!

Ha bir de, Santa'ya "harabe" kelimesinin ilave edilmesi yok mu? Buna itirazım var. Şimdilik kısa ve öz; "Santa Hazineleri" daha mantıklı geliyor bana...

FINDIK BAHÇESİ OLANLAR...

Fındıkta, özellikle birinci ana üretim bölgesi olan Ünye'nin Doğusundaki gidişat, tüm çabalara rağmen dibe doğru seyir halinde!

Dekar başına üretim 100 kilonun altında.

Çiftçi neredeyse kalmadı!

Üretici denilebilecekler de azalıyor.

Geriye ne kaldı?

Tepeden tırnağa fındığın içinde olan Mehmet Albayrak'ın tarifi yeter de artar bile:

"Ben artık 'fındık üreticisi var' demiyorum.

Bölgemizde sadece fındık bahçesi olan insanlar var."

 BİZ DE OKUMAMIZ BÖYLEDİR!

Ahmet Bey'in, kör bir dilenciye yanından her geçişte sadaka vermek adeti idi.

Günün birinde dilenciyi gazete okurken yakalanamaz mı?..

"Aferin" diye sesini yükseltti. "Kör olduğunuzu iddia ettiğiniz halde gazete okuyorsunuz ha!"

Sahte kör isyan etti; "Okuduğumu kim söyledi? Sadece resimlerine bakıyorum!"

TARİF KARADUMAN'DAN...

Saadet Partisi'nin milletvekili Abdurrahman Karaduman'ın; "THY'nda ilk türbanlı pilot" haberine; "Elbette ki türbanlı pilot mümkündür. Ancak unutulmamalıdır ki, ülkedeki adaletsizliğin üzerine örtecek büyüklükte bir türban henüz icat edilmedi" şeklinde yaptığı yorum bana neyi hatırlattı bilir misiniz?

-"Bu  seccade bu kadar günahı taşımaz"ı!

BU NE AYAKTIR?

Motorların bacaklarına dokunuluyor!

Kediciklerin patilerine dokunuluyor!

PKK'nın siyasi ayağına dokunuluyor!

Da; FETÖ'dakilerinki neden "es" geçiliyor?

Yoksa, onların ki "ayak" değil mi?

SURİYE'NİN BOP'A GİDİŞİ...

PKK'nın muadilleri YPG ile PYD'nin Suriye'de Esad rejimi ile anlaştığını, bunun da yarım asırlık BOP planının bir parçası olduğunu yazmıştık ya!

Fırat'ın Doğusunu unutmuştuk.

Onu da Ortadoğu stratejisti Armağan Kuloğlu, yine BOP planından alınmış şekliyle iki cümle ile özetlemiş:

"Bütün gelişmeler, Fırat'ın doğusunda PKK uzantısı bir yönetimin gittikçe kalıcı hale geldiğini göstermektedir. Türkiye'nin bunu önlemeye yönelik bir yaptırım uygulayabileceğini söylemek oldukça güçtür."

SİNEMA DEDİĞİN...

Geçen gece kafayı kırdım! Peş peşe yabancı film birden izledim!

Ama bizim yerli dizilerdeki gibi, "sözü fazla, görüntüsü az" babından kafa şişirici değillerdi!

Ne tür olursa olsun, filmlerde mutlaka ben diyeyim "düşündüren sözler", siz deyiverin "felsefe" çokça vardı!

İşte bir kenara not ettiklerimden iki tanesi:

-"Bu hayatta iyilik yapmak için insanın eline çok az fırsat geçiyor."

-"Hayat dondurma gibidir. Erimeden tadını çıkarmak lazım."