Daha dünkü gibi hatırlıyorum; Erzurum Yavuz Selim İlköğretmenokulu bitirme sınavlarında “Biz Türkler tarih boyunca, hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.” sözünün anlamını içeren bir kompozisyon yazmamız istenmişti. ilk sınav Türkçe dersindendi ve Türk milleti olarak gurur duyacağımız bu sözün anlamını içeren bir kompozisyon yazmıştık. Elbetteki, bu söz bir gerçeği ifade ediyordu, Türk milletine ait olan bir gerçeği... Milli şairimiz M.A.Ersoy’un şu dizelerinde, bu gerçek daha da bir anlamını buluyor zaten: “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhli duvar / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var... Ben ezelden beridir, hür yaşadım hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım...” Bütün bunların anlamlarında ifadelerini bulan, milletimizin yapısındaki bağımsızlık karakteri, sonsuza dek sapasağlam devam etmiş ve de edecektir... Tarih boyunca pek çok kez tekerimizin önüne taş koyulmuş, yollarımıza barikatlar konulmuş, sosyalsiyasal-ekonomik yönlerden bizi tarumar etmek için her yol denenmiş... Amma velakin bu yolları deneyenler 19 Mayıs 1919’da Samsun’da doğan güneş sonrası boylarının ölçüsünü almışlardı. 15 Temmuz 2016 da tüm hesapları altüst eden iman dolu göğüsleri unutmuşlardı. Her seferinde önümüze
konulan engeller bertaraf edilmiş ve bunu yapanlar yedikleri sert yumruklarla abandone olmuşlardır. Malum, her seferinde piyonlarını sahaya sürüyorlar. En son 15 Temmuz’da FETÖ-PDY ile çektikleri “şah” Türk milleti tarafından boşa çıkarılmış yani “mat” olmuşlardır.

Değerli okuyucularımız, çok dikkatli olmalıyız. Ülkemizdeki meşru siyasi iktidarın, devlet bütünlüğünün söz konusu olduğu yerde, sürekli bize takoz olan büyük küresel güçlerin yıkım planları karşısında devletimizin güç kaybetmesine, zaafa uğramasına geçit verecek, yol açacak her türlü adım, söylem ve eylem düşmanın hanesine artı getirecek şekilde olmamalıdır. Ülkemiz üzerine oynanan oyunlar karşısında tek tumruk olmalıyız. Ülkesini, milletini gerçekten seven muhalefetin, bazan gözlerini döndüren iktidar mücadelesi; bugün yaşadığımız ve her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda minimize edilmesi mutlak bir zorunluluk olsa gerektir. Yıkılmış, parçalanmış, güçsüzleştirilmiş bir ülkede iktidar koltuğuna talip olunması asla ve asla izlenecek bir yol değildir. Ülkemizde, bugün iktidar ve muhalefetin sergiledikleri birliktelik görüntüsünü görmekten gerçekten de mutluyuz. Bu gibi durumlarda yol bellidir... Bu yolun önüne takoz olacaklar hüsrana uğrayacaklarını bilmelidirler...