Turizm Haftası etkinlikleri referandum sonrası başlıyor. Artık yeni bir yaz ve yeni sezon çay tarım hazırlıklarının hayata geçirilmesi için ilk adımlar atıldı. Turist nedir; yolunacak kaz mı, turizm elçisi mi? Önce buna karar vermemiz gerek.

Tabii bazı kesimlerde eller ovalanmaya başlandı. İş yerleri ona göre hazırlanıp, bir sürü mal siparişi verildi ve borçlar turistleri beklemeye başladı. Hak nedir? "Yahu bana ne haktan, helalden!" diyenler var. "Ben bu dünyada kazanacağım parayı düşünürüm. Gerisi o dünyada hallolur" diyenler çoğunlukta. İşte bu böyle değil.

O dünya yok sadece, bu dünyada da hastalıklar, kazalar, değişik şekilde insanlar üzerine etki eder. Dini konulara fazla girmeyeceğim. Çünkü fazla bilgim yok. Ancak şunu iyi bilirim, kimsenin hakkı kimsede kalmaz. Bir türlü hak yerini bulur.

Benim böyle bir zihniyetim olmadığı için vicdanen rahatım. Dönelim turizme... Biz zaten bunu başlattık. Geçtiğimiz cuma günü 58 ilden yaklaşık 81 kişiyi ilimizde ağırladık. Mardin, Osmaniye, Siirt, Fethiye, Muğla, Kayseri, Konya, Batman, Kırşehir, Erzurum, Karadeniz illeri, Çorum… daha ismini sayamadığım birçok ilin Gazeteciler Cemiyeti başkanları ile federasyon başkanları üç gün boyunca Rize'de ağırlandı.

Böyle bir program Rize'de ilk kez uygulandı ve bu projenin babası benim. Gelen meslektaşlarımı Rize'de en iyi şekilde ağırladım. Bir de bunun Rize için getirisi ne oldu? Evet ona bakmak gerek... Baktım bile...

Oluşturduğumuz Whatsap hattı ile ilimize gelen tüm meslektaşlarımızı bu hatta ekledik. Sürekli haberleştik. Bu arkadaşlar Rize'den ayrıldıklarında illerindeki gazetelerin resimlerini çekerek veya internet medyacılığında çıkan haberleri bu hatta bizimle paylaştılar.

Biz gereğini yaptık, arkadaşlarımız da gereğini yaptı. Rize'ye özlem duyan, burayı tanımak isteyen arkadaşlarımıza şehrimizin bir bölümünü tanıtma fırsatımız oldu.

Aynı günde üç mevsimi yaşattık. Yağmur ile başlayan günlük program, kar ile devam eden Ovit ve ardından güneşle üç ayrı mevsim yaşadılar.

Dünyanın hiçbir yerinde olmayan mevsimsel değişiklik yaşadılar. İçimiz rahat, yaşadığımız şehri ülkemize tanıtmak elbette bizlerin görevi. Belki TV'lerden bir bölümünü gördüler, belki gazetelerde o illerle ilgili çıkan haberleri gördüler. Ancak canlı ve doğal güzellikleri hiçbir zaman yaşamamışlardı.

Rizeli olarak, bir gazeteci olarak görevimizi yaptık. Bunun karşılığında gerek siyasiler gerek bürokratlarımızdan olumlu tepkiler aldık, gerisi bizim için teferruat, çünkü bunu içine sindiremeyen bazı insanlar var.

Onlar kendi işlerine bakacak. "İş yapanın, kılıç kuşananın" demiş atalarımız. Biz işimizi de yaptık, kılıcımızı da kuşandık. Dileğim, memleketini, ilini ve bölgesini düşünen insanlar kendi iline ve bölgesine ufak da olsa katkı sağlarlar, laf yerine iş üretirler. Bu sözlerin kimlere gittiğini iyi anlayanlar var!