SON DAKİKA



Haber > Gündem > Tarihi gerçekler

Tarihi gerçekler

17 Ağustos 2017 Perşembe - 10:40








İnsanlık tarihi incelendiğinde görülüyor ki savaşlar uluslar arasında olduğu gibi aynı toprakları paylaşan toplumlar veya kişiler arasında da olmuştur.

Osmanlı tarihi bunun örnekleriyle doludur. Muhafazakar kesimle ilerici yönetimler arasında olduğu gibi Batıcı, Doğucu adıyla da kavgalar bu ülkede yaşanmıştır. Doğrudur, 1683 yılından itibaren Osmanlı yönetimi çöküşe geçmiştir. Toprak kaybı bir yana ekonomik sıkıntılar, yönetim bozuklukları almış başını gitmiştir.

Kısaca yönetim çağın gerisinde kalmıştır. Bu yapılanma ulusun ve ülkenin çöküşüne neden olmuştur. Diyorlar ki, "Cumhuriyet döneminde de radikal kararlar ve uygulamalar vardı." Doğrudur, ülkemizde halkın kendi kendisini yönettiği bir rejim mi vardı da Cumhuriyet yönetimi onu kaldırdı? Düşünün bir ülkenin erkeklerinin binde altısı okur yazar ve bunların çoğunluğu İstanbul’da yaşıyor.

Kadın okur sayısı yüzde ikiler civarında. Kapılar bilime, sanata kapatılmış. Toplum cahil bırakılarak 'evet efendim'ci olmuş. Böyle bir toplumu çağdaşlaştırmak için elbette birtakım radikal tedbirler alınır ve alınmıştır.

Üstelik Cumhuriyeti karalamakla Osmanlının çağın gerisinde kalmış gerçeğini ortadan kaldırmazsınız. Şanlı ecdadımız, şanlı imparatorluğumuz gibi hamasi sözler gerçeği örtmeye yetmez. Osmanlının çöküşünü hainlere, ajanlara, sahte kahramanlara bağlamak belki de dönemin yöneticilerinin işine geliyor. Dünyaya hükmetmiş komutanları olan bir imparatorluk, ordusunu eğitmek için Almanya’dan subaylar getirmiştir. Bunu yapan da Abdülhamit’ti. Bu da gösteriyor ki Osmanlı, kendi kimliği ile subay yetiştiremez duruma düşürülmüştür.


Çanakkale Savaşı’nda orduyu yönetenler Alman subaylarıydı. Mustafa Kemaller olmasaydı o savaşta da yenileceğimiz bir gerçek. Şu gerçeği de unutmayalım, subaylarımız iyi eğitilmeseydi Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda başarılı olamazdık. Kongreler yapamaz, belki de devlet kuramazdık. Cumhuriyet, Osmanlı Meclis-i Mebusan geleneğini, Yargıtay’ı, Danıştay’ı, Sayıştay’ı Osmanlı geleneğinden devraldı. Osmanlı modernleşme yolunu seçtiği bir gerçek. Ama geç kalınmıştır. Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.

Kim ne derse desin Osmanlı’nın modernleşmesi Cumhuriyet’in temelini, anasını oluşturmuştur. Bizim tarih bilgimiz eksik. Biz tarihimizi okumadan hangi devirde hangi faktörlerin tarihe yön verdiğini bilemeyiz. Son asırlara yön veren, modern hukuk, çağdaş bilim, özgür düşünce olmuştur. Bu kavramlardan korkan toplumlar elbette çağı yakalayamadı ve yakalayamaz da.

Biz çağa ulaşmakta zorlanıyoruz. Çünkü toplumsal siyasal ve zihinsel ortamı bir türlü yakalayamadık. Doğal olarak bunun başında eğitim gelir. Eğitimi çağdaş yapıya oturtamadığımız sürece çağdaş ülkelerin gerisinde kalacağımız bir gerçek. Liyakat, bilim, özgür düşünce gibi çağın temel dinamikleri zihinlerimize, kalplerimize yerleşmiş değil. Varsa yoksa iktidarda kalmak ve toplumu siyasetin içine sokmak ve bir bölümünü ötekileştirmek.

Bence yazık!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap