Ben diyeyim “büyük bir çelişki”, siz söyleyin “acı ama gerçek” bir beyan... Ama, öyle veya böyle, dost doğru bir Türkiye gerçeği... Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Türkiye’deki Suriyeliler ile ilgili “Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok. Fabrikalarımız durur” dedi. Bu de demektir bilir misiniz? Resmi işsizliğin yüzde 12, gizli işsizliğin yüzde 20’ler civarında olduğu, yani cebinde para pul bulunmayan çalışabilecek 15 milyon kişinin başı boş gezdiği bir ülke de, dışarıdan gelenler, dahası kaçak olanların neredeyse hepsi iş sahibi. Hem de hangi işin sahibi? Başbakan Yardımcısı’nın deyimi ile “çalışmazlar ise fabrikalarımız durur” dedirtecek türden işlerin sahibi. İyi de bizimkiler neden bu işlerde çalışmıyorlar? Niye çalışsınlar ki? Öyle bir zihniyet yarattık ki, çalışmadan kazanmak, kısa yoldan köşe dönmek hesabı yapan bir işsizler ordusuna sahibiz. İşin Suriyeli yanı ayrı bir garabet ama, asıl çelişki, asıl yanlışlık, asıl tehlike bizde iş beğenmeyen, çalışmak istemeyen, bedavadan cebine para konmasını bekleyen (ki devlet yüzde 20’nin cebine zaten koyuyor) bir toplum yapısına sahip hale geldik. Allah sonumuzu hayır etsin. Ama bu gidişin, bu mantığın sonunun hayır olmayacağını söylemek için de kahin olmaya gerek yok ki!

ANADOLU DEĞİL, İSTANBUL-ANKARA ZORDA...

Tartışmaların odağındaki Adalet Bakanlığı tarafından, “Adliyelerde Basın Büroları” açılması ve “Basın Sözcüleri” çalıştırılması projesi kapsamında ilk “Yargı-Medya Buluşması” Erzurum’da yapıldı. İlk kez böyle bir buluşmanın, Anadolu’da matbaanın ilk geldiği illerden biri olan Erzurum’da yapılması da doğru bir tercihdi. Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Bilal Çetin’in başkanlığında yapılan panelde yararlı tartışmalar da yapılmadı değil. Panelin bir yerinde “Basın mensuplarının Anadolu’da zor şartlar altında görev yaptığı” cümlesi kullanılınca, gel de itiraz etme bakayım. Biz de eyledik ve “O eskiden idi. Şimdi baskıyı İstanbul’dakiler, Ankara’dakiler büyük yerden, ‘şu haberi, şöyle yapacaksın. Şu manşeti atacaksın. Şöyle konuşacaksın’ diye öyle baskılar, öyle talimatlar alıyorlar ki, Anadolu’dakiler hani denir ya, onların yanında zemzemlik kalır” diye herkesin huzurunda açık açık söyledik.

ÇETİN OKTAY KALDIRIM...

O’nu Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreterliği’nden, iyi çalışmaları, has dostlukları ve insan ilişkilerindeki güzelliklerle tanıdık. Sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanına, oradan da Elazığ Valiliği’ne yol aldı. Allah yolunu açık, işini daim, çalışmalarını başarıyla dolu eylesin.