Ayların sultanı Ramazan bir kez daha kapımızı çaldı. Mübarek Ramazan ayının bütün İslam dünyasına barış ve huzur getirmesini diliyoruz. Bir kez daha Ramazan ayını idrak etmenin mutluluğunu ve huzurunu yaşıyoruz. Her Ramazan bereketiyle gelir...

Bu Ramazan da inşallah böyle olacak. Toplumsal barışa en çok ihtiyacımız olan şu günlerde birbirimize kardeşçe ve dostça yaklaşmalıyız. Fikren, zihnen farklı olabiliriz ya da başka dünyaların insanları olabiliriz ama bu bizim birbirimize hoşgörüyle bakmamıza engel olmamalı.

Toplum olarak, millet olarak daha fazla huzura ve barışa ihtiyacımız var. Ne diyor halk ozanımız Yunus Emre, 'Yaratılanı hoşgör, Yaradan’dan ötürü.' Sadece Ramazan ayı değil, her zaman bütün Müslümanların bu anlayışta olması gerekmez mi? İslâm dini hep hoşgörü dinidir diyoruz ama maalesef birçok savaşın da İslâm ülkelerinde cereyan ettiğini gözlerden kaçırmamalıyız. Tabii ki bunda dış güçlerin, karanlık odakların birçok etkisi var ama biz Müslümanların hiç mi kabahati yok? İslâm sözcüğünün 'barış' anlamına geldiğini aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız.

GÖSTERİŞTEN UZAK BİR RAMAZAN

Her Ramazan'da maalesef bu ayın ruhuyla bağdaşmayan gösterişli ve bol israflı etkinlikler düzenleniyor.

Oysa Ramazan ayı gösteriş yapma ya da israf ayı değildir. İslâm dini gösterişten ve israftan uzak durulmasını emreder. Ama ne yazık ki ibadet ruhuyla bağdaşmayacak şekilde Ramazan etkinliklerine para harcanıyor.

Dünyada hâlâ insanlar açlıktan ölüyorken, iftar programlarındaki yemeklerin önemli bir kısmı çöpe gidiyor. İslam dini “İsraf etmeyin, israftan kaçının” buyururken maalesef bizler iftar sofralarımızı israf sofralarına dönüştürüyoruz. Gelin bu Ramazan'da gösterişten, şatafattan uzak bir Ramazan idrak edelim.

Boy boy yemek masaları paylaşmak yerine mahallede bir yaşlının, bir garibin sofrasına oturalım, o hazzı orada almanın mutluluğunu yaşayalım. Artık birçok aile efradının bile birbirine iftar daveti yapmadığı bu dönemde hepimiz kendimize bir çeki düzen verip inancımızla amalimizi birleştirelim. Belki tehlikenin farkında değiliz.

Riyakarlık almış başını gidiyor. Televizyonlarda Ramazan’ın önemini anlatan veya orada fetva verenler ne zaman ki o kanallardan ücret almadan ‘bunu Allah için yapıyoruz’ derlerse birçok konuyu halletmiş oluruz.

Ben bu insanları ne zaman dinlerim? Anlatıp kazandıklarından, doyduklarından fazlasını dağıttıkları zaman. TV ekranlarında gözyaşı dökmekle olmuyor bu işler beyler!