Başkalarını zor duruma düşürecek kötülükleri hazırlayıp uygulamaya koyanlar bir gün gelir onların kötülükleriyle de karşılaşabileceklerini akıldan çıkarmamalıdırlar. Hani var ya, kötülük karşılıksız kalmaz, eden bulur... Bir başka söylemle “mendekkadükka!... “Kendi düşen ağlamaz... Gerçek şudur ki; insanların kötü ve acılı durumlara düşmeleri, genel olarak hep kendi hataları, yanlış sürdükleri politikaları, kendi hatalı davranışları sonucudur.

Kendi zararını bile bile isteyen kişinin, bu zararlı durumun getirdiği acılardan, zorluklardan yakınmaya hakkı yoktur. Bir çocuğun, yolda yürürken, ya da koşarken kendi dikkatsizliği sonucu düşüp bir yerini kanattığında ağlamaya, yakınmaya, düşüşünün nedenlerini başkalarınıa yüklemeye hakkı olmadığı gibi, herhangi bir konuda bilerek ya da bilmeyerek kendine kötülük eden kişinin de sızlanmaya hakkı yoktur... Asıl sorun, kişinin kendisini zor durumlara düşürecek davranışlardan kaçınması, aklıselim ile kendisini maddi ve manevi zararlardan kurtarabilmesidir.

Bir zamanlar süzün emrinizde olan kurumlar, başkalarının eline geçtiğinde,yada emrinde olduğunuzu iddia ettiğinizde, dünkü durumunuza bakıp öyle hareket etmelisiniz. Ektiğinizi biçeceğinizi bilerek buna göre tavır sergilemeniz beklemek doğal bir tavır sergilemenizi beklemek doğal bir sonuçtur...

Siz dün ne yaptıysanız, nasıl bir strateji izlemiş iseniz, hangi olumsuzlukarı desekleyerek başkalarını zor durumlara ittiyseniz, bugün hangi olumsuzlukları destekleyerek başkalarını zor durumlara ittiyseniz bugün needen nasıl yakınacağınızı iyi hesap etmelisiniz. “Keser döner sap döner, gün delir hesap döner” misali... Yıllarca iğneyi dahi kendine sokmadan çuvaldızı başkalarına sokmaya çalışırsanız, o nun vereceği acıyı nereden bileceksiniz? Önce iğneyi kendinize batırın da, çuvaldızın vereceği acıyı belki anlayabilirsiniz.

Mısır ekerseniz arpa biçeceğinizi mi zannediyorsunuz? Yıllarca baskı uygulayıp olmayanları oldurmaya çalışırsanız, bunun karşılığına katlanmak zorunda olduğunuzu da hesap etmelisiz. Ne doğrarsanız tabağınıza o gelir kaşığına. Yıllarca demoklesin kılıcı altında inlettiklerinizin, bir gün gelir size döneceğini hiç mi hesaba katmadınız? Hep sizin düdüğünüzü öteceğini sandınız, bir gün bunun tersine döneceğini hiç hesaba katmadınız.

Çalma elin kapısın çalarlar kapını... Yıllarca insanları “yukarıdakiler, aşağıdakiler katagorisine ayırmanın, bir gün gelir insanların eşit olduklarını hiç mi hiç anlamak istemediniz. Yüce Allah insanları eşit yarattı, gerçeğini hep gözardı ettiniz. Devlet kurumlarını hep arka bahçe olarak kullanmanın ilelebet devam edeceğini sandınız ama maalesef bir gün gelir hesap döndü... Bugünkü durumdan yakınmak, hep eskiye dönmenin özleminden dolayıdır...