SON DAKİKA



Haber > Gündem > İyi olacak

İyi olacak

30 Ekim 2017 Pazartesi - 07:15








“Söz gümüşse, sükût altındır” söylemini hiç düşündünüz mü? Bu bize atfedilen bir atasözümüzdür. Yani, birisi bir şey söylediği zaman, doğru ya da yanlış sen susacaksın, bu daha iyidir! Bu anlayış bize zamanında yanlışlara müdahale edip onları düzeltme şansımızı kaybettirmiştir ve de doğru da değildir! Hatırlayalım; cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan düzenlemelere, zaman zaman aşırı tepkilerin olmasının sebebi; bu düzenlemeler yapılırken doğru bile olsalar bir eleştiri yapılamaması ve muhalefet yorumundan mahrum uygulamaların kabulünde toplumun bölünmesi söz konusudur.

Atatürk bunu erken anlayıp; “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası” denemelerini yaptıysa da başarılı olamadı. İnönü dönemi de hemen hemen muhalefetsiz tamamlandı. Toplum ilk defa “Demokrat Parti” döneminde bu hakkı kullanmaya başladı ve unutmayalım ki; en az eleştiri bu dönemde yapılan düzenlemeler için yapılmıştır. Yapıcı eleştiri kültürü bir toplumu yönetenlerin uygulamalarını şeffaflaştırır ve yönetimi daha güçlü, daha kalıcı hale getirir.

Bu durum ülkelerin “demokrasi gelişmişliği” ile de yakından ilgilidir. 1960 anayasası ile “eleştiri kültürü” medeni bir hak olarak anayasal anlayışta yerini aldı ve özgürlükçü anayasaların en temel niteliği olma gücünü farklı seslere tahammülü medeni bir gelişmişlik olarak ortaya çıkardı. Ancak anayasanın tanıdığı bu temel eleştiri hakkı, yeterince gelişmemiş ülkelerde kötü amaçlar ile de kullanılabilir. Nitekim 1960 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamını “ideolojik sol gruplar” kötü amaçlı olarak kullanarak 1968 yılından itibaren Türkiye’yi anarşi ortamına sürükleyecek tutum davranış ve öğrenci olaylarına sebep oldular.

Arkasından gelen 1980 ihtilali ile toplum tekrar tek sesliliğe mahkûm edildi. Bu dönemde yapılan, muhalefetsiz anayasa devletimizi tam 35 yıl uğraştırdı ve çok bedeller ödenerek 1980 anayasası tasfiye edilebildi. Demek ki muhalefetsiz, eleştirisiz yapılan bütün düzenlemeler doğru olsalar bile eksiktirler. Kaldı ki, eleştirisiz, tek pencereden bakılarak, toplum çeşitli şekillerde susturularak yapılan bütün düzenlemeler kalıcı olmamaktadır.

Son 15 yılın siyasal gücüne sahip iktidar partisinin de aslında bu geçmiş tecrübelerden ders alması gerekirdi. Yaptığı ve yapacağı hizmetleri muhalefet anlayışının eleştirisinden geçirerek daha kalıcı hale getirmeliydi. Gerçi bu eleştiriyi yapacak bir muhalefetinde olmadığı ortadadır. Tam bu noktada ortaya çıkan Sayın Meral Akşener’in “İyi Parti”si bana göre iktidar çalışmalarının eleştirisini yapacak tutarlı bir çizgi geliştirirse, bundan en çok iktidar partisinin yararlanacağı ortadadır. Bunun için eleştiri kültürünü geliştirerek, eleştiri ile kavgayı birbirinden ayırıp, kendi önerilerinin daha doğru olduğunu ortaya koyan anlayışlara da toplumun ihtiyacının olduğu önemli bir gerçektir.


Demokrasilerde tek sesliliğin daha çabuk yol aldığına dair pratik bir sonuç yaşanmamıştır. Aksine tek seslilik, içe gömülmüş çok kırgınlık, kızgınlık ve kin olarak toplumda büyük gerilimlere sebep olmuştur. Türkiye'de muhalefet boşluğunun olduğu bir dönemde, çok değerli ve tecrübeli siyasetçiler ve birikimli genç nesil temsilcileri ile yola çıkan İyi Parti'nin toplumun bu ihtiyacını doğru analiz edip güzel hamleler yaparak, iktidarın yanlışlarına karşı toplumu bilgilendirecek çalışmalar yapıp, kendi doğrularını da toplum ile paylaşırsa bundan hepimizin kazançlı çıkacağı ortadadır. Unutmayalım ki, İslam da, demokrasi de tahammül kültürü ile daha anlamlı hale gelir. Bu kabulden yola çıkarsak varacağımız sonuç şudur: Her şey böyle bakınca “iyi olacak”.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap