Anayasa değişikliği paketi komisyonda tartışılıp netleştikçe, memleketin nasıl bir garabetle karşı karşıya olduğu daha net ortaya çıkıyor.

Sözgelimi en tartışmalı konulardan biri olan Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasına bakalım. Ancak vurgulayalım ki, bu tartışmaları yaparken, kurum, kural ya da yetkileri kişilerden bağımsız düşünmek gerekir.

Yani şu anda Erdoğan üzerinden bir tartışma yürüyor. Çünkü, bir kişiye uydurulmaya çalışılan, bir kişinin isteklerini tatmin etmeye yönelik hazırlanan bir değişiklik istemi var ortada. Kişiye indirgenen bir sistem ya da tartışmadan sağlıklı sonuç çıkar mı? Bu kişi Erdoğan değil, Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de, belki Demirtaş da olabilir.

Tartışmayı, ‘’Erdoğan savunusu ya da alerjisi’’ üzerinden değil, bu yetkileri elinde bulunduran herhangi biri üzerinden yapmak, daha sağlıklı olmaz mı?

***

Başkanın yargılanması için mecliste 3 aşamalı bir süreç öngörülüyor. Milletvekili sayısı 600 olacağı için, onun üzerinden bir matematik var. Buna göre süper başkan hakkında 300 oyla soruşturma istenebilecek, 360 oyla komisyon kurulacak ve ancak 400 oyla Yüce Divan'a sevk edilebilecek.

Başkan çok büyük olasılıkla mecliste çoğunluğu bulunan partiden olacağı, aynı zamanda o partinin genel başkanlığını yürüteceği için, pratik olarak bu mümkün mü?

***

Diyelim ki meclisten yargılanması yolunda karar çıktı. Olay Yüce Divan’a gidecek. Yüce Divan kimlerden oluşuyor? Yargıtay Genel Kurul Başkanı, Yargıtay Ceza Kurulu’ndan 5 ve Anayasa Mahkemesi’nden 5 üye.

Getirilen değişikliklerle Başkan ya da iktidar partisi bütün bu mahkeme ya da kurullarda egemen olacak. Yani yargıyı doğrudan siyaset belirleyecek. İşte bu yargıdan da Yüce Divan oluşacak.

Yüce Divan, kendisini oraya getiren başkanı yargılayabilir mi? Bu kurul başkan karşısında tarafsız kalabilir mi? Ki, başkan yardımcıları, başkanın sekreterleri haline gelen bakanlar için de benzeri söz konusu.

***

Kimse vatandaşı aptal yerine koymasın! Böyle bir yargılama ne meclisten geçer, ne de Yüce Divan’da.

Yani hukuksal denetimin olmadığı bir sistemle karşı karşıyayız.

Bu anayasa değişikliği, her istediğini yapabilen ve kimseye karşı sorumluluğu olmayan, pratik olarak yargılanamayan bir sistemi getiriyor.

Hangi partiden olursak olalım, Erdoğancı ya da karşıtı, ne istiyoruz?

En gelişmiş hukuk sistemine dayalı, her türlü demokratik denetimin olduğu ‘’ileri demokrasi’’ mi; yoksa her şeyin bir kişiye teslim edildiği, uygulamaları nedeniyle yargılanamayan ‘’ileri padişahlık’’ mı?

KUTLAMA

Yeni yılda herkese, sağlıkla, sevgiyle, sevdikleriyle, mutlu, onurlu bir gelecek diliyorum. Özgür, bağımsız, hukuk ve adaletin egemen olduğu, herkersin ait olmaktan mutluluk duyduğu bir ülke; ayrımcılığın ortadan kalktığı, savaşların sona erdiği, eşit ve özgür bir dünya diliyorum.