SON DAKİKA



Haber > Gündem > İhtiras ve cehalet birleşirse

İhtiras ve cehalet birleşirse

04 Nisan 2016 Pazartesi - 09:30








Kendini entelektüel zannedenlerden korkulur. Bizim entelektüelimiz Batıcı olmaktan hoşlanır. Böylece medenileştiğini zanneder, kendini halktan daha üstün görmeye başlar ve rahatlar, keyif yapmaya başlar. Marksist’imiz böyle de, Siyasi İslamcımız farklı mı? Geri Kalmışlığımızın (akılsızlığın da diyebilirsiniz) bütün günahını Batı’ya yükledi mi, o da rahatlar. Kendisi sömürmeye başlar. Öncüleri böyle de, ağzına bir parmak bal sürülen taraftarı farklı mı sanki? O başka türlü beklentiye girmiştir artık. Bir defa hayale dalmıştır, birilerinin sesiyle hem karnı doyar, hem de gönlü! Kolayına o da aynılaşır.

Onun için de gerçek, sadece kendi durumunun ayarıdır. Ama nasıl? Öz ayar değişmeye dursun, bu durum kendiliğinden olur. Bu ikisinin ortaklıkları hiç de az değildir. Hele bir de kendisini içinde yaşadığı milliyetten ayrı bir etnisitede hissedenler ortaya çıkarsa iş değişir. Bu durumda milleti oluşturan, devleti kuran temel felsefeye de karşı çıkmak gerekir. Azınlık milliyetçiliği yapmak için uydurma, genel kozmopolitliğe sığınmalar başlar. Siyasi Ümmetçi de olsa, Marksist de olsa bu böyledir, taktikleri benzer. Bu yanlış yollara sapmamak (veya alet olmamak) için insanda göz ve gönül tokluğu şarttır. Bu ise sadece çalışma ile olur; şikâyetle değil, suçlamayla hiç değil. Fakat tanımak şarttır. İşte aklın sıkıntısı da sadece budur.

ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Dağdaki çetebaşının adasına git, yalvar, Dünya’daki çetebaşının kıtasına git, yalvar... Beri yanda Türk askeri, Türk polisi cephede savaşsın, can versin! Sen de şehit edebiyatı yap, günah saydığın Türklük’ten bahset! Dereyi geçene kadar “Ben de Türk’üm, Yaşasın Türk Milleti!” demenin hiç zararı yok! İmparator olmak böyle bir şey! Asker, polis PKK’yı temizlese bile, Bu ötede berideki yalvarmaların hiç mi taviz tarafı yok? Bunlar yarın masaya gelmeyecek mi?

SESSİZ FIRTINA


Bakın 19 Nisan 2005’de ne diyordu Rum Meclis Başkanı Hristofyas:

“- Talat ile anlaştık,

- Türk askeri gidecek,

- Yerleşikler gidecek.”

Rum’un sözleri boşa gitmişti. Talat’ın da keyfi yarım kalmıştı. Çünkü, henüz Türkiye’mde bir yerler çökmemişti! Ya bugünlerde? Talat’ın yerine, birileri bir yerlerle anlaşmadılar mı?


- Türk askerinin tamamen adadan ayrılması,

- Kıbrıs adasındaki nüfusun yarısına yakınının Türkiye’ye göçü hakkında açıklanmayan anlaşmalar yapılmadı mı acaba? Saflığın da bir faydası vardır elbet. Ama Kıbrıs’a sessiz fırtına geliyor. Dikkat!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap