Biz ne hale gelmişiz de farkında değiliz. Belki farkındayız, belki farkında olanlarımız var, belki de farkında olmayanlarımız var. Ama gerçekler çıplak gezmeyi sever. Gerçekler apaçık ortada, bunu görenlerimiz olduğu gibi, görüp de görmek istemeyenlerimiz, gerçeklere gözünü kapatanlarımız da var elbet... Özellikle yedi haziran seçimleri sonrası, her ne hal ise birden PKK terörü yeniden hortladı. Hemen herkesin gözü önünde cereyan eden bu terör belası, devletimizin güvenlik güçlerine saldırılar düzenlediler ve bu saldırılarına devam ediyorlar.

Son yerel seçimlerde Doğu ve özellikle de Güneydoğu’da pek çok belediyeyi HDP’liler kazanmıştı. Bu kasaba ve şehirlerin nasıl bomba düzenekleriyle donatıldıklarına hep birlikte tanık olduk. O kasaba ve şehirlerde nasıl özerk kantonlar, özerk bölgeler oluşturmaya çalıştıklarına hep birlikte tanık olduk. Ülkemizin bu yörelerinde, devletin üniter yapısına ve devlet otoritesine karşı, ayrı başka yönetimler ihdas edilmeye kalkışıldığına hep birlikte tanık olduk. Devletimizin güvenlik birimlerinin bu bölgelerde verdikleri mücadeleye hepimiz tanık olduk. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü ve devlet otoritesinin korunması, huzur ve güvenliğin sağlanması uğruna verilen ve verilecek olan mücadelede kurumlarımız, siyasi partilerimiz ve vatandaşlarımız her türlü desteği vermelidir.

Peki, bugün gördüğümüz ve yaşadığımız olaylar karşısında ne görüyoruz? Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü açıkça ve alenen tehdit eden bu terör olayları karşısında maalesef ve maalesef birlikte hareket edemiyoruz,teröre terör örgütü, teröriste terörist diyemiyoruz. Ne uğruna? Kimimiz, birilerine olan kinimiz uğruna, kimimiz siyaset uğruna, kimimiz kargaşadan rant devşirme uğruna vs... Karşımızdaki sorun belli... Devletimizin bölünmez bütünlüğü ve devlet otoritesinin tesisi, vatandaşımızın huzur ve güvenliği... Üzülerek görüyoruz ki; bazı siyasilerimiz, bazı medya kuruluşlarımız başta olmak üzere bazı kesimler, devletimize yönelik bu terör belası karşısında hala başka hesaplar peşindeler...