CHP Lideri bomba bir açıklama yaptı ve “Darbe dönemi cumhurbaşkanı ve başbakanın yazıldığı kitapçık olduğu söyleniyor” dedi. Ne saraydan, ne hükümetten, ne de AKP’den bu sözleri yalanlayan bir açıklama gelmedi. Bu köşede de birkaç kez vurguladığımız gibi, eğer cemaatçi darbe gerçekleşseydi, oluşacak yeni yönetimin cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, kurum yöneticileri, valileri, belediye başkanları olacaktı. Hiçbir darbe ya da darbe girişimi, bunu belirlemeden yola çıkmaz. Peki şu ana kadar darbecilerin bu siyasi ayağını görebildik mi? Hayır. Neden? Cemaatin okulunda okumak memuriyetten atılma nedeni oluyor da, neden biz hala darbenin siyasal ayağını göremiyoruz? CHP liderinin yalanlanmayan kitapçığı neden kamuoyundan saklanıyor?

ŞAKA GİBİ AÇIKLAMA

Kamuoyu, cemaat operasyonunun siyasi ayağını merak ederken, bunun iktidar partisi AKP’deki yansımaları da izleniyor. Öyle ya, 11 yıl AKP koalisyonunun en önemli parçalarından biri olan Fethullah Gülen Cemaati, bu partinin iliklerine işlemişti. Bu nedenle AKP’nin yapacağı temizlik ilgi çekiyordu. Gelin görün ki AKP’den üst üste yapılan açıklamalar, tam bir hayal kırıklığı yarattı. Başbakan’ın talimatıyla örgütlerde tarama ve temizlik işine girildi ama, partide cemaatçi yoktu ki! Hepsi buharlaşmıştı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’dan şaka gibi bir açıklama geldi: “Parti yönetiminde ve üst kurullarında FETÖ’cü olması mümkün değil.” Nedenmiş? Çünkü 17-25 Aralık olayından bu yana parti içinde temizlenmişlermiş! Yahu arkadaş, siz 3 yılda polisten, bürokrasiden, kamudan cemaati temizliyoruz dememiş miydiniz? Nereden çıktı bu kadar insan?

HUKUK İÇİNDE KALMAK

Hükümet, Kanun Gücünde Kararname ile 50 bine yakın kamu görevlisini işten attı. Yeni atmalar, açığa almalar söz konusu. On binlercesi hala açıkta. Elbette darbecilere karşı en etkili ve kalıcı mücadele verilmeli. Ama mutlaka ve mutlaka hukuk içinde kalınarak. Kesin kanıtlara dayanmadan, hukuk içinde bir yargılama yapılmadan, savunma hakkı verilmeden yapılacak her uygulama, çok büyük mağduriyetler yaratacağı gibi, büyük sosyal yaralara neden olacak, yarın devletin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalması sonucunu getirecektir.

BAŞBAKAN’IN TİYATRTO MÜJDESİ!

Başbakan, Devlet Tiyatroları’nın bundan böyle sadece ‘’Türk yazarların eserlerini sahneleyeceğini’’ müjde olarak açıkladı. Görülmüş, duyulmuş şey değil. Elbette yerli eserleri özendirmek ve desteklemek için bazı teşvikler yapılabilir. Ama dünya tiyatrosunun çok değerli yazarları, oyunları neden devlet tiyatrolarında oynanmasın? Neden Türk izleyicisi dünya edebiyatı ve tiyatrosundan mahrum kalsın. Bu, TRT’de sadece Türk filmi oynayacak demek gibi bir şey! Aynı zamanda bu vahim talimat, Türk tiyatrosunun özünü-omurgasını oluşturan devlet tiyatrolarının altını oymak anlamına da geliyor.Böyle müjde, düşman başına.

TRABZON VALİSİ’NE ÇAĞRI

Eski Trabzon kökenli (Göreleli), öğretmen, milletvekili, şair, felsefeci, yazar. Köy Enstitüleri’nin kurucusu, milli eğitim bakanı, Türkiye’ye dünya klasiklerini kazandıran kişi; genç cumhuriyetin kökleşmesinde, eğitim ve kültür alanında büyük katkıları olan büyük devlet adamı Hasan Ali Yücel. Ulusal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy Ve Trabzon eğitimine büyük hizmetleri olan Bener Cordan. Sayın Vali. Lütfen kamuoyunun sesine kulak verin ve bu okul isimlerini geri iadesini sağlayın